.
Kıymetli yavrum,
Fransız Edebiyatının en büyük şairi Boudler’e sormuşlar, “Hayatta sizi en çok ne heyecanlandırır?” Boudler cevap vermiş, “Bulutları dinlemek… Hepsi her an şekil değiştirerek, renk değiştirerek öyle güzel şeyler anlatıyorlar ki… Onları dinlemeye doyamıyorum.”
Birbirini saygı ile, edep ile dinleyen kimseler arasında bir kavga, ihtilaf çıkabilir mi? Günümüzde çok kullanılan bir söz var. Boşanan çiftlere, “Niye ayrıldınız?” diye sorduğunuzda, “Aşk bitti.” diyorlar. “Birbirimizden usandık.” Aman Yarabbi… Bu ne gaflet, bu ne büyük aptallık. Hiç insan sevdiğinden bıkar mı, usanır mı?... Doğrusu hayret ediyorum. Bir insanın yüz elli yıllık ömrü olsa bu hayat bir kadını sevmek için yeterli olur mu? Fuzuli,
“Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıylu kal imiş ancak”
diyor. Bir insanı sevmeye bir ömür yetmediği gibi bir tabloyu seyretmeye bir senfoniyi dinlemeye, güzel bir şiiri doya doya okumaya da bir ömür yetmez. Ortaokul birinci sınıfta bir resim öğretmenimiz vardı: Sema Hanım. Resme aşık bir hanımdı. Her ders bir büyük ressamın albümünü sınıfa getirir ve o ressamın tablolarını bize birer birer seyrettirirdi. Bu arada da izahlarını yapardı. Bir derste Leonardo Da Vinci’nin albümünü getirmişti. Orada Mona Lisa’nın resmi vardı. Görünce hayran olmuştum. Sonra Fransa’ya gittiğimde o albümü aldım. Her gün Mona Lisa’ya baktım. O tablodaki güzelliğe hâlâ doyamadım.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Rahmet ve Şefaat Üstlerine Olsun