Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sevginle gireceğim toprağa, sevginle çıkacağım topraktan.
Gönderen : Çiğdem
Tarih : 6/5/2016 10:05:09 AM


.


Aziz Büyüğümüz ve Çok Değerli Dostlarımız,


Gönül dolusu sevgi ve saygı ile bu güzel günde hepinize yeniden Merhaba...


Değerli dostlar, bu hafta da dilerseniz Sayın Büyüğümüzün geçen haftalarda sunmaya başladığımız “Gönül Kazanmak” yazısının yine anlam yüklü bir bölümü ile devam edelim.


Ayrıca bugün sizlerle Ömer Hayyam’dan bazı dörtlükleri de paylaşıyor, hepinize günden güne güzelleşecek, her anı hayırlarla, esenliklerle dopdolu geçecek zamanlar diliyorum efendim...


SEVGİYLE..


Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin


Tekkede, manastırda eremezsin


Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada


Cennetin cehennemin üstündesin


 


Bir sır daha var, çözdüklerimden başka


Bir ışık daha var bu ışıklardan başka


Hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye!


Bir şey daha var, bütün yaptıklarından başka...


 


Benim halimden haber sorarsan,


Bir çift sözüm var sana yürekten 


Sevginle gireceğim toprağa,


Yine sevginle çıkacağım topraktan.


ÖMER HAYYAM


Çiğdem


Gönül Kazanmak (3)


İnsanın benimdir diyebileceği nesi var? Hiçbir şeyi… İnsanın haberi olmadan pürüzlerini temizleyen, kirlerini gideren gönül dostları vardır. Uyanık ol. Tanımaya çalış. Şu gökkubbenin altında Allah’ın nice gizli velileri vardır. Biraz uyuduktan sonra gece kalk, namaz kıl, zikir yap, tefekkür et. Geceleri nice kervanlar geçer. Agâh ol. Belli olmaz belki bir an gelir, seni de o kervana alırlar.


Gündüz, çalışmak, ekmek parası kazanmak, işleri görmek içindir; gece niyaz zamanıdır, aşk zamanıdır. Gaflet uykusunda kalanlar gönüllerden yükselen sedâyı duyamazlar. O sâfânın zevkine varamazlar. İnsanı insan eden yine insandır. Şu gökkubbenin altında seni sevecek bir göz ara. Önce o sevgiye layık olmaya çalış. Yargılama ki, yargılanmayasın.



İnsan, tek başına bir senfoni çalamaz. Birbirimize muhtacız. Bir tebessüm bütün dünyayı dolaşır. Sevginin olduğu yerde olumlu enerjiler akar. Tek tek enerjiler akar. Tek tek enerjiler birleşir, sinerji olur. Yaptığımız, sevgiyle başladığımız işler bizi Allah’a yaklaştırır. İnancın doruğu teslimiyettir. İnsan madde âlemini aştığı zaman, hayat bambaşka görünür. Kendinden kurtulmak ne güzeldir. Sensiz bir aleme ulaştın mı hiç? Aklını kendi egosuna mandallayanlar hiçbir zaman mutlu ve huzurlu olamazlar. Mutluluk, ‘ben’i aşmak demektir.


Önyargılar, takıntılar çok zararlıdır. Aklını, bir insana, bir duruma, bir olaya mandallayanlar bir süre sonra, düşünemez, idrak edemez, muhakeme ve mukayese edemez bir hale gelirler. Gören göz değil, ruhtur, düşüncedir. Ön yargılar bizi eşyanın gerçekliğinden uzaklaştırırlar. İnsan kendi hatalarını, başkalarının gözüyle görebilir. Bilmem diyen öğrenir, bilirim diyene ne verilir? Kile sormuşlar, “Nasıl böyle güzel kokuyorsun?” Kil cevap vermiş: “Ben bir toprağım. Bir özelliğim yok. Ama, üç gün bir gül ile arkadaşlık yaptım…”



Bir insanın manevi tekamülünün göstergesi nedir diye sorulduğunda, bir Allah dostu şu cevabı vermiş: Bir insan ne zaman düşmanını dost bilir, ne zaman kendisine yapılan bir kötülüğe iyilikle mukabele eder, ne zaman kendisine hasım olan, dedikodusunu yapan, ayağını kaydırmak isteyenlere karşı, “Allah’ım, bunlar ne yaptıklarını bilmiyorlar, Sen de onları affet, Sen onları iki cihanda aziz et…” diye dua ederse o kimse mânen tekamül etmiş demektir.


Önemli olan, olaylar değil, o olaylar karşısında takınmış olduğumuz tavırlardır. Hayat karşısında alınacak en kötü tavır, her an herkesten, her şeyden şikayet edenlerin tavrıdır. İnsan yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır. Her hâlükarda şikâyet ortamından uzaklaşmak gerekir. Hep hayra doğru koşmalı, içimizi güzelliklerle doldurmalıyız. Işık gelince karanlık kendiliğinden gider. Karanlığa küfredeceğimize bir mum yaksak daha iyi olmaz mı? Sevgi, saygı, edep, incelik, sabır, şükür ve kanaatle dolan bir gönül kendiliğinden; kin, nefret, hâinlik ve küçük hesaplardan uzaklaşmış olur.


İnsanlar binlerce yıl nefislerini öldürmek için çaba harcadılar. Ellerine ne geçti? Hiç... Nefis ölmez. Bir başka yerden, bir başka şekilde başkaldırır. Önemli olan, onu ıslah etmek, Müslüman yapmaktır. Yüce Peygamberimiz, “Nefsin senin binek hayvanındır, ona rıfk ile, yumuşaklıkla muamele et” buyuruyor. Ancak nefsini Müslüman edenler, huzur ve sükûna kavuşurlar,


"Ben sanırdım halk içinde hiç bana yar kalmamış.


Ben beni terk eyledim, gördüm ki ağyar kalmamış."


diyebilirler.


...


SABRİ TANDOĞAN


AZİZ RUHUNA FATİHALARLA

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]