.
Efendim tabi bu beni çok şaşırttı, aramadığım halde nasıl olurda ben onu aramış olabilirim. Hemen telefonumun en son arananlar kısmına baktım ve gerçekten benim onu kayıtlara göre aradığımı gördüm. Şimdi kaç gündür düşünüyorum, ben aramadığım halde telefonu elime almadığım ve çantamdan dahi çıkarmadığım halde nasıl böyle birşey oldu. Hala anlayabilmiş değilim.
Bu garip olayı çözemedim, belki size gülünç gelebilir neden bu konuya bu kadar taktığımı düşünebilirsiniz. Sizin o değerli görüşlerinizi görmek istiyorum. Ne söyleyeceksiniz bu olaya. Bir de ben bu kişiyle nasıl bir iletişim kurabilir nasıl duygularımı açabilirim. O utangaç, ben utangaç. Her ikimiz de evlilik çağını geçtik ama hala ikimiz de bekarız.
Bizim gibi duygularını açamayan dile getiremeyenlere neler söylersiniz ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz. En derin saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sayın Reyyan Hanım,
Kıymetli yavrum, ikinizin arasında ne güzel bir sevgi iletişimi var. O seni aramış, utangaçlığından, çekingenliğinden topu sana bırakmış. Sen de kusura bakma bunu anlayamamışsın. Orada söyleyeceğin güzel bir söz bu için için gelişen güzel sevgiyi alevlendirebilirdi. Neyse. Olan olmuş. Birbirinize ilginizi göstermeye, minicik nünaslarla devam edin. Ufacık hediyeler, mesela çıtır çıtır gevrek bir simit, mesela bir kitap, mesela bir şiir, bir mısra, mesela bir Cd, bu güzel ve temiz ilgiye renk, ışık, açıklık ve güzellik getirebilir. Unutmayın ki bütün büyük sevgiler böyle başlar. Önemli olan onu Rana ile Sabri aşkındaki gibi bir ömür boyu devam ettirebilmek, tarihe intikal ettirebilmek. Hani yıllarca önce bir televizyon reklamı vardı. Sonunda
“Artık iş size kalmış”
diyordu. Hani Behçet Necatigil’in bir şiirinde şöyle bir bölüm vardı:
“Seni sordu,
Hiç değişmedi, dedim
Bildiğin gibi
Anlıyordu...”
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun