.
Merhabalar Sabri amca; Ben bir kaç gündür sızı takıp adıyorum, Lise 2 öğrencisiyim ve derslerime sürekli odaklanamıyorum, boş kaldığımda sürekli facebook'a giriyorum. Ve kendimi alıkoyamıyorum. Ne çok çalışkan ne de çok vasat bir öğrenciyim. Ailem cook ümitli benim için benim de hayallerim var mesela psikolojık danışmanlık, ama ben bi turlu oturup adam akıllı ders çalışamıyorum, 2.dönemin basından beri günde 2 saat bile çalışamadım, Dershaneye de gitmiyorum.
Gelelim aile meselelerine, kardesım benden 4 yas küçük, zaten sadece 2 kardesız ailede en büyük olduğum için her sey benden bekleniyor, kardesım 10 yasında ama hiç bir şeyi eline bile sürmüyor. Her gün bu yüzden tartışıyoruz annemde onun küçük olduğunu savunuyor, başlıyoruz annemle tartışmaya. Bu asla kıskançlık değil ama ben de sabredemiyorum. Belki ergenlik dönemindeyim ama hiç bir şekilde kimse bana yardım da etmiyor. Aklım çok karışık Sabrı amca sizce ne yapmalıyım?
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz’nin cevaben yazdıkları :
Sayın Merve Hanım,
Kıymetli yavrum, asıl kabahat annen olacak o kadında. Yaşı büyümüş, anne olmuş ama hiçbir şeyin farkında değil. Ver yesin, ört uyusun, derdi babaannem böyleleri için. Ben ilkokul ikiden itibaren okuldan eve gelirdim. Sabahçı idim. Öğleyin dersimiz biterdi. Sobayı yakardım. Külünü dökerdim. Ertesi günün odun, kömür, çırasını hazırlardım. Hala sol elimin baş parmağında iki santimlik yaranın izi vardır. Sonra evi süpürürdüm. Toz alırdım. Sonra çarşıya çıkardım. O gün ne pişecekse ben karar verirdim. Onun malzemelerini alırdım. Diyeceksin ki ilkokul ikideki çocuk çarşıya mı çıkar? Çıkar ya. Altı yaşındaydım, kötü mal sattıkları için bir fırını, bir bakkalı birer ay süreyle kapattırmıştım. Çarşıya çıktığım zaman esnafın benden ödü kopardı. Küçük müfettiş geldi derlerdi. Bilirlerdi ki tepem atarsa onları da kapattırırım. Alış verişten sonra eve gelirdim. Eğer akşama kuru fasulye, nohut gibi bir şey pişecekse onları haşlanmaları için sobanın üstüne koyar annemin gelişini beklerdim. Annem lisede edebiyat öğretmeniydi. Sabah gider akşam gelirdi. Sonra oturur, derslerime çalışırdım. Hem sınıf birincisi, hem okul birincisiydim. Annene hayret ediyorum. Çocuğuna hiçbir şey vermiyor. Kendisi gibi boş yetiştiriyor. O çocuktan yarın hayır gelmez.
Gelelim sana. Sen havai, aklı başından bir karış havada, tembel, uyuşuk, miskin bir kızsın. Lütfen silkin. Yarın bir hayat mücadelesine girişeceksin. Böyle gidersen ayaklar altında ezilirsin. Ne demek onca işi varken facebookda zaman geçirmek! Orada ne arayıp da bulacaksın? Lütfen bu kafanı değiştir. Bu gidişle yarın ya hizmetçi olursun, ya da belediyenin tuvaletini temizleyen bir uşak. Silkin! Kendine gel. Mesuliyetlerine müdrik ol. Tembelliği bırak!
Diyeceklerim bu kadar.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun