.
Değerli Hocam, Babacığım, Öncelikle selam eder, Hürmetlerimi sunarım. Bütün Gönül dostlarımı da selamlarım.
Hayatın içerisinde insanı yaşamla birleştiren, onun şükre taşıyan içerisinde bulunduğu güzellikleri ve nimetleri hissettiren enerji kaynaklarından birisi ibadet diğeri ise güzel sanatlar diyebilir miyiz ? Böyle kabul edersek; günümüzde kendisini inançlı olarak nitelendiren kesimde ibadetten çok bahsedilmekte ve önemi vurgulanmakta iken güzel sanatlardan bahsedilmemekte buna karşın güzel sanatlardan bahsedenler arasında ise ekser çoğunlukta ibadetten bahsedilmemekte olduğunu gözlemekteyiz. Efendim, insan yaşamında güzel sanatların önemi nedir. Güzel sanatların kişiye sağladığı katkılar nelerdir?
Bu konuda açıklama yapmanızı saygıyla arz eder, ellerinizden öperim.
Vahap
(Değerli Ağabeyimiz Vahap Ergül'ü rahmetle, duayla, sevgiyle anıyoruz. Allah'ın rahmeti, Peygamber Efendimiz SAV'in şefaati üzerine olsun.)
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sayın Vahap Bey,
3.2.2008 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, insanı insan eden, insanı yücelten değerlerden biri ibadet, diğeri güzel sanatlardır. İkisi de insana enerji verir, insanı yükseltir, yüceltir. Güzel sanatlar insanı ibadete hazırlar. Ekmek undan yapılır, ama daha önce unla su karıştırılır. Mayası konulur, hamur haline getirilir, yoğrulur. İşte ondan sonra yoğrulan hamurdan ekmek yapılır. İnsan ruhu da öyle. Güzel sanatlar ruhumuzdaki karışıklığı giderir. Bize güzellik duygusu verir. Güzellik duygusu insanı ibadete hazırlar. Nazım Hikmet bir şiirinde:
“Ferhat Usta, Ferhat Usta, neden güzellik ağlatır insanı”
der. Allah’ın güzel isimlerinden biri de Cemal’dir. Ne yazık ki günümüzde bu iki yüceltici unsurun arası açılmıştır. İbadetle meşgu olanlar çok zaman güzel sanatlarla ilgilenmiyorlar. Güzel sanatlarla meşgul olanların çoğu da ibadetten uzak yaşamaktadırlar. Bu durum insanlık kültürü adına çok acı bir realitedir. Güzel sanatlar dinde uzaklaştıkça anlamını kaybetmekte, insanı yücelten değil, küçülten bir hal almaktadır. Bu ne hazin bir tecellidir. Arabesk müzikteki insanı küçülten, horlayan, aşağılayan sözlere bakın: "Ölürsem kabrime gelme, istemem", "Alem buysa kral benim", "Mezarımı taştan oyun", "Tanrım beni baştan yarat". Eğer bu müzikse, eğer bu güzel sanatsa sadece onun içine tükürülür. Mona Lisa’da yükselen, yücelen, ulvileşen insan ruhu Dali’de, Picaso’da manyaklaşmakta, çirkinleşmekte, iğrenç hale gelmektedir. Ne yazık ki bu pislikler sözümona çağdaş, aydın, ilerici geçinen insanlara empoze edilmekte, yutturulmaktadır. Hadi canım sende. Güzel sanatları gerçekten seven, onlara hayran olan Allah’a aşık, güzelliğe aşık, estetiğe gönül vermiş insanlar bu pislikler karşısında sadece mideleri bulanmakta, tiksinmekteler. Şimdi eminim birkaç ukala çıkacak, malum palavraları tekrarlayacaktır. Sevsinler onları. Bir insan hem Lenardo’yu, hem Picasso’yu sevemez. Seviyorum derse yalancıdır, samimiyetsizdir, iki yüzlüdür. O, kendisine bile yabancılaşmış bir zavallıdır. Alın, inceleyein Picasso’yu Allah’dan uzak, güzellikten uzak, berbed bir adamdır. Güzel sanatlar müzikte olsun, resimde, edebiyatta olsun Allah’dan uzaklaştıkça bir kusmuk görünümü almaktadır. Ne yazık ki insanlar Bach’dan, Beethoven’den, Mozart’dan, Mendellsson’dan, Itri’den, Dede Efendi'den, Üçüncü Selim’den uzaklaştıkça adına müzüik denilen bir pisliğin içine düşmektedirler. Heavy metal dinletin zavallı ineklere sütü bile azalmaktadır. İnek, inekliğiyle bunun bir sanat değil iğrenç bir kusmuk olduğunu anlamakta. Ne yazık ki günümüzde çağdaş, aydın, ilerici geçinenler bir inek kadar işin farkına varmamaktadırlar. İnsanlık kültürü adına üzülmekten başka elimizden ne gelir?
Durum böyle. Demek ki insanı insan eden asıl değerler taasuptan uzak, hurafeden uzak, uçtu, kaçtı palavralarından uzak, gerçek manevi değerler ve o manevi değerlerden hız alan, güç ve enerji alan güzel sanatlar olmaktadır. Yunus bir şiirinde
“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır”
demektedir. Yüce Peygamberimiz sahabeyle beraber yolda giderken bir köpek leşi görürler. Herkes iğrenir, tiksinir, kaçıp uzaklaşmak ister. Peygamberimiz uzun uzun, dikkatle ona baktıktan sonra “Ama ne güzel dişleri var” buyurur. İşte din ve güzel sanatlar bizi bu dikkate, bu saygıya, bu edebe, bu inceliğe götürür. İşin özeti budur. Necip Fazıl bir şiirinde
“Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak
Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak”
der. Varsın desinler, güneş balçıkla sıvanmaz. Şüphesiz modern sanatın da güzellikleri vardır. Mesela resimde bir Clee’ye herzaman saygı duydum. Çünkü onda bir ürperiş, bir arayış var. Çünkü o en saf şekillerin, en temiz renklerin peşinde. Clee’nin bazı tabloları beni ürpertiyor, içimi en güzel duygularla dolduruyor. Ama Daliler, Picassolar öyle değil.
Efendim, bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi. Önemli olan insanın yücelişi, insanın farkındalığı, insanın güzelleşmesi.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Allah'ın Rahmeti, Peygamber Efendimiz SAV'in Şefaati Onun ve Hakka Göçen yakınlarının Üstlerine Olsun