.
Allah'ın selâmı , af ve mağfireti üzerimize olsun kardeşlerim...
"Aşk, her şeyi senin için var ettim, diyen Rabbe her şeyi Senin için terk ettim." diyebilmektir demiş maneviyat uluları.
Bir grup erkek Hazret-i Rabia sultan 'ı imtihan için huzuruna gelirler.
" - Ey Rabia Hatun ! " bütün erdemler üstün haller erkeklerde, bütün Peygamberler erkek Sen bu işe ne dersin ? " - Evet ama" ben sizin yüce Rabbinizim ! ( Naziat / 24 ) sapıklığı da bir erkeğin ağzından çıktı. Hiç bir kadın böyle bir söz söylemeye cüret etmemiştir. " buyururlar.
Fatıma Binti Müsanna sultan' geri dönersek :
" Bir ramazan bayramı akşamı İşbiliye caminin önünden geçerken, Caminin müezzini Ebû Amir, elinde ki sopayla Fatıma 'nın sırtına vurdu. O buna bir şey demedi ama gönlü incinmişti. Evine gitti kırık bir gönülle sabaha kadar namaz kıldı dua da bulundu nede olsa kendisi karıncayı bile incitmeyen birisiydi. Sabaha kadar devam eden dua ve ibadetten sonra kalp kırıklığını aşmıştı ve müezzinin kendisine yaptığı çirkin muameleden sonra ilâhi bir cezaya uğramasından endişeleniyordu. Nihayet sabah ezanı minareden okunurken mübarek ellerini Rabbine açtı.
" Yarabbi ! gecenin şu son deminde herkes uyurken kalkıp Senin ismini ,Kelimeyi şahadeti, Kelimeyi tevhid-i söyleyen, Senin yüce ismini ve Habibi'nin ismini anan, zikreden, Senin emrini ve davetini kullarına bildiren bu kişiyi bana yaptığı muameleden ötürü cEzalandırma. "
Ve o gün fıkıh alimleri topluca valiyle bayramlaşmaya gİttiler. Müezzinde dünyalık elde etmek ,çıkar sağlamak niyeti ile aralarına karıştı ve valinin huzuruna çıktı. Vali Onun kim olduğunu sordu ;
" Caminin müezzinidir. " dediler Vali öfkeyle dolup hiddete geldi :
" - Sizinle beraber buraya gelmesi için Ona kim izin verdi ? buyurunca valinin adamları yaka paça müezzini dışarı attılar.
Bu durum vuku bulan hadise Fatıma binti Müsanna'ya iletilince sabah Müezzin için yaptığı duayı söyleyip :
" Eğer Onun için sabah ki duam olmasydı müezzinin boynu vurulacaktı buyurdular.( burada ki kıssa Allah dostu hanımlar... Said Alpsoy ) Beyefendinin kitabından alınmıştır.
" O halde Rabbi'nin hükmüne sabret de balık sahibi ( Yunus peygamber ) gibi olma."
" Kalpleri birbirine ısındıracak olan ancak Allah'tır." ( Enfal / 63 )
" Kendilerini sınamak için, dünya hayatının süsü olarak bol bol geçimlik verdiğimiz kimselere sakın göz dikme," Rabbi'nin rızkı daha iyi ve daha devamlıdır. ( Taha / 131 )
Şairin dediği gibi :
Rütbe var yazılır mezar taşına
Zaman sellerinde aşınır gider.
Rütbe var yazılır cennet arşına
Sonsuzdan sonsuza ; taşınır gider.
Evet günümüzde kimi sahip olduğu imtihan nimetleriyle mağrur , şımarmış durumda.... kimisi elde edemediği dünyalıkla mahzun biçimde...Herkeste lüks ev yarışı çığ gibi büyümekte, arzu ve heveslerin nefsaniliklerin kasırgasında savrulan insanlar olarak bu mübarekleri ne kadar idrak ederiz bilemeyiz...
Onları örnek almaya ihtiyacımız olduğu kesin...
Himmetleri üzerimize olsun...
Mecnun'a sordular, Leylâ nice oldu ?
Benim gönlüm şimdi bir Leylâ buldu
Yürü Leylâ 'ki ben Mevlâ'yı buldum
Gel hey Yunus bu sırlardan açılma
Hakk’ın lütfun görüp gayra saçılma
İnayet Hakk olan yerden kaçınma
Yürü Leylâ ki ben Mevlâ'yı buldum…
Burada ki Leyla'dan remiz ; Aşırı düşkün olduğumuz bizi Hakk'tan ayıran aramıza perde olan şeyler... Bazen çocuğumuz, bazen eşimiz, bazen arkadaşımız, bazen sahip olduğumuzu sandığımız mal mülktür. Hatta Kur'an'la perdelenmiş insanları görmekteyiz...
Müzeyyen Cihangiroğlu