Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Tehi görme kimesneyi, hiç kimesne tehi değil. Yunus Emre.
Gönderen : Müzeyyen
Tarih : 6/20/2016 5:21:22 PM


.


En kalbi Muhabbetlerimle muhterem kardeşlerime...


"  Ben insanları ve cinleri ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım. " (Zariyat / 56)


Cuma gecesi Kur'an sevdalısı hanımdan telefon geldi, fakiri görmeyi arzu ettiğini iletince, henüz bu sene taşınan komşuyu da alarak kendisine , ziyarette bulunduk. Bizi görür görmez daha kapıda ağlamaya başladı. Birazdan eşinin yaptığı kabalıklardan, kayınvalidesinin eza ve cefalarından bahsetti. Yine bunlarda neyse bana iftira atarak hırsızlıkla itham etti işte buna dayanamıyorum Müzeyyen hanım diyerek sürekli ağlıyordu.


" - Kendisine yaşlıların çoğunda , insanları hırsız tutma huyu olduğunu artık o bunamış onun içinde üzül, dua da bulun bu halle Rabbi'nin huzuruna nasıl gidecek en çok büyük insanlara iftira edilmiş seni büyük insanlara eş etmiş üzülme dedim aklıma Ahmed- er Rıfa-i Hazretleri geldi :


Kendisine çirkin sözler, iftiralarla karalamaya,  Ona zarar vermeye çalışan bir topluluk vardı. O ise buna üzülmüyor Onlara hayır duada bulunuyordu...buna içerleyen üzülen talebelerine de :


"  - Bu sözlere mahsun olup üzülmeyiniz yeryüzünde ki bütün insanlar birleşse bana sövüp ,gıybet etse vücudumdan bir kılı bile harekete geçiremezler. Ben Allah'tan onlara başarı ihsan etmesini, onları affetmesini , diliyorum. Onların bize karşı hasedi manen yüksekliğimizin artmasına sebep oluyor. Onlar gün be gün Allah'ın bizim üzerimizde ki ,nimetinin ihsanının arttığını görünce, öfkeleri gittikçe büyür, ben eksiklerimi, bilirim, ama bu hasetçiler kötülemeyi bırakmazlar. Madem ki onların övmesi bana bir fayda vermez, kötülemesi de bir zarar etmez, o halde Onlar için ancak Allah'a dua edilir. " buyurmuşlar Rabbim bizleri de bu kıvama getirsin.


Dertli hanım hem söyleyip hem ağlarken, komşu devreye girdi. Senin derdin dert midir benim derdim yanında der gibi geçmişte yaşadığı acı hatıralarını anlatmaya başladı.


yıllar önce eşi başka bir hanımla berabermiş, köyde dedikodular ayyuka çıkmış. İnsanların incitici, kırıcı sözleri kayınvalidesinin sen de kadın olsaydın da eşin başkasına gitmeseydi diye hakaretlerine maruz kalıyor dışarlara çıkamıyormuş. Eşi ne eve bakıyor nede kayınvalidesi merhamet ediyormuş.


bir gün eşine hesap sormuş, eşi de ağlamaya başlamış... bir kez bulaştım bir daha kurtulamıyorum kadın yakamı bırakmıyor. Diye feryat etmiş. Komşu eşine :  Beraber hanımın yanına gidelim beni götür ben konuşayım demiş. Çocuğunu da alarak gitmişler " -Hanıma eşimin peşini bırak O evli çocuğu da var " diye bir süre konuşunca hanım ağlamaya başlamış :


"  -  Bu hayatı ben istemedim, öz dedem beni sattı bu hayata itti " diyerek ağlamış koşarak mutfaktan bir bıçak almış kendisini,  mahçubiyetten öldürmek istemiş . Hanımı da alarak köye getirmişler, kendisini öldürürse bizden bilirler hapse gireriz diye.


Sonra hanıma tövbe ettirmiş abdest almayı öğretmiş, namaz kılmayı göstermiş. İlk namazını kılan hanım hayran olmuş kendisine : 


" - Aman Yarabbi ! bu secde etmek ne kadar güzel , ne kadar huzur verici hayatımda hiç böyle huzur bulmamıştım. " diyerek namaza hayran kalmış hanımı tekrar evine götürmüşler eşi ilişkisini kesmiş.


Ne yazık ki hanım acılara dayanamayarak yirmi gün sonra kendisini balkondan atarak intihar etmiş. Bu hazin hatırayı dinleyince çok üzüldük.


Komşuya da nefsini yenerek ne güzel karşılamış sın , herkes bunu yapamaz   dedim. O da ağlayarak Kur'an'a sarıldığını bu sıkıntıyı Kur'an sayesinde geçirdiğini söylüyordu. Hatta O zamanda köylülerden birisi eşine " - sizin evin üzerine nur iniyor akşamları eşinin değerini bil " demişler.


Bense geceleri ağlayarak Kur'an okuyordum , dedi.


Sabretmesini Kur'an'a tutunmasını tembihte bulundu oradan buruk bir hüzünle ayrıldık.


Namaz kalbimizin nuru, ruhumuzun yücelişi  ve huzurudur. Namaz ruhumuzu özgürlüğüne kavuşturan sema kapılarını bize ardına kadar açan olmazsa olmazlardandır.


İbadet etmek ruhumuza derc edilmiş fıtrı ve ruhani bir ihtiyaçtır.


Bir kızıldereli atasözü " - bir insanı yargılamadan önce, gökte üç ay eskiyinceye kadar Onun makosenleri'yle yürü" der.


 Yani sevdiğim bir söz vardır "  kimse sınanmadığı bir günahın masumu değildir. "


Dışardan her şey farklı ve yanlış gözükür onun neler yaşadığını, hangi yollardan geçtiğini, sonunu bilmeden kimseyi eleştirme hakkına sahip değiliz.


Yanlış hatırlamıyorsam Eylül yada Ekim ayındaydı,  Ulu Camiye sabah namazı, için  gitmiştik. Namaz bitişi ön kapısından çıkıp ta,  oto parka doğru ilerlerken yan kapısına yaklaştığımızda ; Cüppeli sarıklı birisi vardı,  arkası dönük insanlar ,gençler koşarak boynuna sevgiyle atlıyorlar . Bu kim herhalde bir şeyh Efendi yada Hoca efendi gelmiş diye düşünürken, yanından geçerken baktım ki Yaşar Alptekin Beyefendi imiş.


Ne kadar sevindim bir zamanlar kim derdi ki böyle bir dönüş yapsın...


Rabbim hepimize tevbe-i Nasuh nasip etsin Ayette ki gibi bizlerde " tövbe ile gerçekten Sana yüz tuttum ve ben gerçekten Müslümanlardanım " demekle şereflenelim.


Hazret-i Mevlânâ'mız:


Bu dünya zindandır, bizde zindanda ki mahkumlarız. Zindanı del kendini kurtar...!


Dünya nedir ? Dünya Allah'tan gafil olmaktır. Kumaş , para, evlat , kadın değil, ticaret yapmak dünya değildir.


Gözümüzün nuru Yunusumuz :


 


Tehi görme kimseyi


Hiç kimse tehi değil,


Eksiklik ile nazar ,


Erenlere hoş değil


 


Derviş bilir, dervişi


Hakk yoluna durmuşu,


Dervişler Hüma kuşu


Çaylak ve  baykuş değil.


 


Ey Yunus Hakk'ı bilen


Söylemez her giz yalan,


İkilik ile gelen


Doğru yol bulmuş değil.


Rabbim bizleri emanet olarak verdiği ,nimetlere akla ,iradeye, hayra Kendi nefsimizden bilerek ben yaptım, ben  ettim diyerek  kendimize varlık vermekten asıl sahibini unutup şirke düşme belasından kurtarsın.


Secde ediyorsak gafletle de olsa oda Onun lütfundandır. Ne kadar nimet içerisindeyiz fakat değerini bilmiyoruz. İman nimetinin bile şükrünü eda etmekten aciziz. Çoğuları Secde mutluluğuna eremeden gidiyor fani hayattan Rabbim ayırmasın.


Vesselâm...


Müzeyyen Cihangiroğlu


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]