Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Ve bir an yaşıyorum, bütün bir ömre bedel
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 2/23/2007 3:40:52 PM


 


Çok Kıymetli Büyüğüm,


Bir Cuma gününün bütün hayır ve güzellikleri sizin ve bütün dostların üzerine olsun diyerek gönül dolusu selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum evvela...


 


Efendim, birkaç gün önce otobüsle şehire gelirken bir yol genişletme çalışması nedeniyle yolun kenarında kaldığı için biraz yana eğilen bir ağaç dikkatimi çekti. Gövdesi ve dalları yana eğilmiş ama yine de ayakta kalmıştı. Dallardan bir bölümü ise daha güçlü ve dik duruyordu ve o dalların üzerinde de büyükçe bir kuş yuvası vardı. Yuvanın içinde barınan kuşların zarar görmemesini istiyor gibiydi adeta.


 


Bizler için de hayat böyle değil mi? Herbirimizin hayata tutunmamızı sağlayacak birbirinden anlamlı ne kadar çok güzellikler ve ince nüanslar sözkonusu. Bu güzelim dünya hayatı içinde yaratılan herşeyin bütün insanlara ayrım yapılmaksızın sunulan armağanlar olduğu bir gerçek. Ama önce görebilmek ve sonra da şükrededebilmek gerek... Bütün bu güzelliklere rağmen hayattan ve kendinden ümit kesmek ne büyük bir yanılgı...


 


Efendim, vaktiyle yoksul bir hanım, küçük yavrusunu sırtına alarak şehirdeki yaşlı bilgeden yardım istemeye gider. Yaşlı bilge sırtında çocuğu ile gelen kadını görünce daldığı tefekkür aleminden başını kaldırarak ne istediğini sorar. Kadın, “Efendim” der, “ben hiçbir şeyi olmayan, yoksul bir hanımım, sizden yardım istemek için geldim”. Yaşlı bilge kadını süzdükten sonra, “Evladım, der, benim karşılıksız yardım yapmak adetim değildir!”. Bu cevap üzerine kadın şaşırmıştır. Yaşlı bilge devam eder. “Çok şey değil der, çocuğunuzun ayağındaki küçük parmağını verin, size yüklü bir yardım yapayım”. Kadının gözleri iyice açılmıştır. Yaşlı bilge kadının şaşkınlığı üzerine devam eder, “Ya da der, sadece tırnağını söküp verirseniz o da olur”. Kadın bu son cevap üzerine artık orada kalamayacağını anlayarak güç bela kendini dışarı atarken arkadan yaşlı bilgenin sahip olunan bir ayak tırnağının bir servete değişilemeyecek kadar büyük bir nimet olduğunu ima eden sözleri duyulmaktadır...


 


Efendim, aslında herbirimiz bir nimetler denizi içinde yüzüyor, ama balığın suyu bilmediği gibi bu nimetlerin de farkında olmaktan aciz kalıyoruz. Oysa sahip olduğumuz nimetler için şükretmeye kalkacak olsak, bütün ömrümüzü harcasak yine bitiremeyiz, üstelik de biz şükretmekteyken lütfedilen yeni nimetler için de hala şükür borçlu kalarak... Efendim, bazan insan sahip olduğu nimetlerin de kendine ait olduğu zannına kapılabiliyor, bunları kendi yeteneklerine, zekasına, bilgi ve kültürüne bağlayabiliyor. Oysa aslında bütün bunlar da hep bizlere lütfedilmiş olan nimetler... Yüce Rabbimiz “İnsan için ancak çalışıp kazandığı vardır” buyuruyor. O halde ne elimiz, ne ayağımız, ne de bedenimizin herhangi bir uzvu, ne de aklımız bizim değil...Onların hiçbirisini çalışarak elde etmedik. Elde ettiklerimiz, yapabildiğimiz iyilikler, vesile olduğumuz güzellikler, koştuğumuz hayırlar ise yine o bize hazır olarak verilen nimetleri kullanarak değil mi? Bize nasip olunan rızkın ancak bir kısmı ile yapabildiğimiz iyilikler de, bir ilahi lutüf olarak bizlerin çalışmalarının bir karşılığı gibi yine bizlere lütfediliyor demek ki...


 


 


Çok kıymetli sayın büyüğüm, şükürler olsun ki varsınız diyerek satırlardan ayrılırken size ve bütün dostlara aşk dolu, güzellik dolu, edep ve şükürlerle dopdolu yaşanacak uzun ve bereketli bir hayat diliyor, sonsuz hürmet, sevgi ve selamlarımı sunuyorum.


 


 


Müsaadenizle...


 


 


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Ve bir an yaşıyorum, bütün bir ömre bedel Yazan Çiğdem Seçkin Gürel
Cvp: Ve bir an yaşıyorum, bütün bir ömre bedel Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]