Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Aşk gelicek cümle eksikler biter”
Gönderen : "Gönül Yolcusu"
Tarih : 6/27/2016 10:45:38 AM


.


Saygıdeğer büyüğüm kendimde tespit ettiğim iki zaaf var birisi kompleksli biri olmam ve her eleştirildiğimde her hata yaptığımda kendimi beceriksiz aşağılık kötü bir insan olarak görmem. İkincisi her zaman insanların benim hakkımda ne düşündüklerini düşünmem. Bunları nasıl aşabilirim nefsimi nasıl ıslah edebilirim. Selam sevgi saygılarımla.








Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın “Gönül Yolcusu”,


Kıymetli yavrum, Nazım Hikmet bir şiirinde



“Ferhat Usta, Ferhat Usta



Neden güzellik ağlatır insanı”


 


der. İşte bu Ferhat Usta, Şirin’e aşık olur. Bir gün aşkını Şirin’e açar. Şirin der ki “Ferhat,” karşıda bir dağ var. O dağın içindeki suyu, dağı kazarak bana getir, aşkına mukabele edeyim. Ferhat, hemen işe başlamış, dağı kazmış, suyu çıkarmış Şirin’e götürmüş ve böylece tarihin en muhteşem aşklarından biri başlamış.


Şirin’in kastettiği dağ, Ferhat’ın nefsaniyet dağı idi. Kıymetli yavrum, senin şikayetlerinin bir tek sebebi var: Senin nefsaniyetin... Sende o nefis dağını erittiğin zaman göreceksin ki ortada yalnız bir gül bahçesi kalacak.


 


Sevgili yavrum, hayatta kompleks diye bir şey yok. Bu sadece psikoloji kitaplarında olan bir aptallık. Allah ve Hz. Muhammed’in aşkıyla o nefs eridiği zaman ortada ne kompleks kalacak, ne de psikiyatristlerin verdiği ilaçlar.”


 


Gel yavrum, şu toplumun verdiği, ailenin aşıladığı ön yargılı aşk ateşiyle geçelim. Biz, nefisle başa çıkamayız. O çok güçlü. Onu bir kenara koyalım. Biz hep güzelliklerle meşgul olalım. Bir eleştiri karşısında kaldığımız zaman kelamı Hak’tan alalım. Hemen çılgına dönmeyelim. O çılgınlık sırasında öyle sözler söyleniyor ki hassas bir insanın kalbine ok gibi batıyor. Ve ömür boyu çıkmıyor. Bunu yapmayalım. Eleştirildiğimiz zaman sükunet içinde Allah’a şükredelim. “Ne güzel,” diyelim “Allah bu kulu vasıtasıyla beni ikaz ediyor, uyarıyor. O insandan da Allah razı olsun.”


 


Değerli yavrum ne sen, ne ben hiçbirimiz ideal, mükemmel kusursuz, noksansız insanlar değiliz. Hepimiz dünya kadar hatalarla doluyuz. Gayet tabi bizi eleştirecekler, arkamızdan konuşacaklar. Bize ne bunlardan? Biz hep güzelliklerle meşgul olacağız, güzellikleri okuyacağız. Bugüne kadar altı ciltlik Gönül Sohbetleri adı altında güzellikler kitabını yazdım. Onu gerçek manasıyla, aşk ve heyecanla Nuraydın Hanım’dan ve Bahtışen Hanım’dan başka okuyan olmadı. Duya duya, sindire sindire içlerinde yaşayarak yalnız o iki mübarek insan okudu.


Sevgili yavrum, biz güneşi cebimize koymuşuz, bakkaldan mum ışığı aramaya gidiyoruz. Yarın, gözlerimizi yumup Hak’ka göçtüğümüz zaman o “başkaları” bizi kurtaracak mı acaba? Biz, o başkalarının önünde mi yargılanacağız? Yoksa Allah’ın huzurunda mı? Ne olur yavrum, lütfen şu “el alem ne der” safsatasını bir tarafa bırakalım. Önemli olan “Allah ne der?”  diyebilmek. Hz. Ömer her gece yatarken “Bugün Allah için ne yaptın?” diye kendini sorguya çekermiş. İşte yavrum, biz, manevi alış verişimizi ,başkalarıyla değil, “el alem” le değil Allah için yaptığımız zaman bütün problemler çözülecek. Kainat bir gül bahçesi olacak. İşte o zaman biz de bir büyük veli gibi “Gül alırlar, gül satarlar, gülden terazi tutarlar” diyeceğiz. O zaman “Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun.” diyeceğiz. işte o zaman “Aşk gelicek cümle eksikler biter” diyeceğiz.


Haydi yavrum, Besmele de Ferhat Usta gibi yola çık. Yolun açık olsun.


Selam, sevgi ve saygı ile.


 


Sabri Tandoğan Efendi Hz.


Aziz Ruhlarına Fatihalarla


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]