.

Selam ve dua ile Aziz  kardeşlerim...

"  İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece  " iman ettik " demekle bırakılacaklarını mı sandılar ?  " ( Ankebut / 2 )

Hz. Mevlânâ'mız  : " Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene kabahati ne güneşte ne ayda  ara, gözlerinde ki perdeyi arala. "

Son zamanlarla kiminle bir kaç kelime hasbihal etseniz herkes dertli herkes sıkıntılı ,herkes şikayetçi kimisinin de  dertlerden, ızdıraplardan acıyla  inlemekte olduğunu görürsünüz. kıymetli Dostlar dert ağlatır, aşk söyletir demişler...

Belki de tersi mi olmalıydı bilmem ki... 

"Umulur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olabilir. "  ( bkara / 216 )

 Ramazan ayına girmeden bir süre öncesiydi ,dertli gözü yaşlı bir hanım fakiri ziyarete gelmişti. Biraz hasbihal edince söze başladı üzüntüden ağlıyordu. 

"  Müzeyyen hanım günlerdir düşünüyorum işin içinden bir türlü çıkamadım koştum sana geldim. Ben hayatımda kimseye bir kötülük yapmadım ,bir eziyet, sıkıntı vermedim , ah almadım neden benim dertlerim gittikçe daha çok artıyor.  Ara sıra annemle babam kavga ederdi bir onlara derdim ne olur yapmayın ! Kavga etmeyin ! ondan mı oldu ?  Bir türlü anlam veremiyorum. Eşi kendisine zulüm ve eziyet ediyordu. Kayın pederi ölüp te kayın validesi de onlara gelince kayın validesinin kışkırtmasıyla  dayak ve hakaret iyice artmış en son boğazını sıkmıştı.

Kendisine ayrıl dedim böyle işkenceye dayanmak zorunda değilsin ki ,  " hayır yapamam , çocuklarım büyük,    e lalem ne der ? " diye düşünüyordu.

Allah' u Teâlâ insana  kalp vermiştir ki orayı Sevgisiyle , ve marifetle dolduralım Onun sevdiklerini sevelim ,sevmediklerinden  ise uzak duralım. Allah'u Teâla ' da bizim , sevdiğimiz ve bağlandığımız şeylerin iç yüzünü gösterir ki yalnız Onu sevelim ve yalnız Ona güvenelim ve ona dayanalım. 

Allah dostları " Mevlâ seni sevdiği zaman dostların senden yüz çevirir ki, sen onlarla meşgul olup Allah'ı unutmayasın" Derler.

Bazen de sana onları ürkütücü gösterir ki hiç bir şey seni Hakk'tan alıkoymasın,  perdelemesin. Bazen dert ve sıkıntıyla kendisine yaklaştırır, seni dostları arasında görmek ister. Bizleri bu dünyadan , ham olarak göndermek istemeyişinden  ,hayırla ve şerle elmas  ve bir mücevher gibi bizi hadiselerle, işler. Sıkıntılarla yontulalım  , ister ki kötü yönlerimiz  bizden ayrılsın Yartılışımızda ki saflığa yeniden kavuşalım, özümüzü bulup özlülerden olalım.

 Sıkıntıların içerisinde idrak edemediğimiz nice hayır ve hikmetler gizlenmiştir. Kimbililir ! o sıkıntı ve dertle hangi ruh yaramıza bir şifa ,deva bahşedilmek te, günahlarımızı döküp merdiven misali bizi basamak basamak yükseltmektedir.

Niyazi Mısri Hazretleri :

 Lütf u kahrı Şey-i vahid bilmeyen çekti azap,

O azaptan kurtulup sultan olan anlar bizi.

Buyurmuşlardır . Mevlâna Hazretleri de "  kahırda lütuf, lütufta kahır vardır. Ancak odur ki ; kahırda gizlenmiş lütfu   veya lütuf içinde ki kahrı çok az kişi anlar.  Ey ziyanları kar eden Sen varken bizim ziyandan ne korkumuz olur. diye de devam ederler.

Nice lütuf gibi görünen şeylerde insanı felakete götürüp ebedi hayatını karartacak tuzaklar gizlidir. Niceleri , şöhret ,makam ve parayla şımarmış ve sapıtmıştır. Komşumuz anlatmıştı köyde ki arazileri istimlak edilmiş ,bir den bire topraklarının çok değerlenmesiyle fazla paraya kavuşan köylülerin çoğu yoldan çıkmış  parayı nerelere israf etmişler  " ben " davasına düşüp sapıtmışlar Ayetteki gibi, Alak suresinde  " insan kendisini müstağni görerek azar " Buyurulmuştur.

Hazret-i Mevlanamız. "Allah'ı zikrettiren dert, O'nu unutturan mal ve sıhhatten hayırlıdır. Sen başına gelen bir dertten ALLAH diyorsan O sana Kendisini zikrettirmek için o derdi vermiştir. Bundan gayesi seni Kendisi ile meşgul etmektir.

Kulu mahzun eden ,  hüzünle Allah' a bağlayan Ona yaklaştıran dert, onu şımartıp isyan, nisyan ve kibir bataklığına doğru götüren sıhhat  ve servetten daha faydalı ve hayırlıdır.

Yaşlı bir teyze var "hiç gülmedim şu hayatta... gülenimiz yok.  Babam ah almış bizler halen çekiyoruz."  der sürekli .

Kısacası Rabbimiz Sıkıntı ve dertlerle, şükrümüzü ,sabrımızı , imanımızı Ona olan güvencimizi , sadakatimizi ölçmek ister.  Dünyanın cennetten bir farkı olsun diye burası  sıkıntı yeri yapılmıştır... dünyanın sıkıntı ve dertleri bitmez Kul da bunlarsız olmaz. 

Hep mutlu bir hayat yaşamak istenmesinde ki sebepler kulun burasını cennetle karıştırmasındandır. Bu bir yanılgıdan ibarettir, dünya mü'minnin cenneti değil gurbetidir. İmtihan yurdu olan dünyada dertler , bela ve musibetler kaçınılmazdır. " Ben dünyanın dostların için acı, bulanık dar ve sıkıntılı olmasını vahyettim. Ta ki kullarım biran önce Bana kavuşmayı özlesinler. "

İnsanın duygu yönü hissi yapısını imarı ızdırap ve acılarla gelişir ,olgunlaşır kemale erer. Kamiller ise her sıkıntı ve zorluğun içinde Allah'ı görür , emniyet ve tevekkülle arkasında ki hayırları bildikleri için tebessümle karşılarlar. Ben Allah' la beraberim o bana bir yol çıkış gösterecektir beşaretiyle terakki merdivenlerini koşarak çıkarlar. Rabbin hoşnutluğuna kavuşmanın sevinciyle hayra tebdil ederler. 

Bize hayatı dar eden, mutsuz eden şeyin başında dünya sevgisi dünyaya çok değer vermek ve isteklerimizin çok oluşudur... nefisler hoş ve rahat sıkıntısız bir hayat yaşamak ister. İmtihan ve mihnetlerden acıdan  razı olmaz. Bunlarda ise Allah'ın  hoşnutluğu gizlidir... dünyevi  İsteklerimizi azaltıp Hakk'a nasıl iyi makbul bir kul olabilirim derdine düşer ,bunu en büyük dert edinirsek sıkıntılar küçülecektir. Belki sıkıntımız artacak fakat biz onları görmeyeceğiz bile onlarla da mutlu olmayı öğreneceğiz. Yazmakla bitecek gibi değil söz uzadı kesmek gerek Vesselâm..

Yunus sen bu dünyaya niye geldin ?

Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin,

Evliyaya uğramaz ise yolun,

Geçti kervan kaldık dağlar başında.

Müzeyyen Cihangiroğlu