.
Değerli büyüğüm, Sevgili hocam. (size en güzel hitap nedir bulamıyorum.) Elimden geldiğince yazılarınızı takip etmeye çalışıyorum. Daha yazılarınızı okumaya niyetlendiğim anda tarifsiz bir ferahlık geliyor. Ömrüm yettiğince okumak, sizin engin düşünce ve sevgi dünyanızdan faydalanmak nasip olur inşallah.
Size bir şey danışmak istiyorum. Öğretmenlik mesleğinde yeniyim ve öğrenmem gereken çok şey, katetmem gereken uzun bir yol var. Öncelikle fark ettiğim durum, öğrencilerdeki (özellikle de ergenlik çağlarında olanlarda) kendilerine bir model arama ve bulma ihtiyacı. Bu yaşlarında her türlü etkiye açık olduklarını ve nereye çekilirlerse o yöndeki eğilimlerinin artacağını düşünüyorum. Aile, çocukların karakterlerinin oluşumundaki en temel yapı taşı. Fakat aileden sonra en çok karşılaştıkları öğretmenler, öğrencilere nasıl örnek olmalıdır? Konuşmalarında, hal ve tavırlarında nelere dikkat etmelilerdir?
Hocam şimdiden çok teşekkür ediyor ve ellerinizden öpüyorum. Allah sizden razı olsun, size ve tüm gönül dostlarına saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Dua ile...
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın “Dem”,
Kıymetli yavrum, öğretmenlik bir aşk, bir heyecan mesleğidir. Bazı kimselerin yaptığı gibi aybaşında maaş alıp tekrar öbür ayın yolunu gözlemekten başka düşüncesi olmayanlar kendilerine de öğrencilerine de yazık ederler. Öğretmen her haliyle öğrencilerine örnek bir model olmalıdır. Okula gelirken tepeden tırnağa kıyafetine dikkat etmeli, güleryüzle, aşkla, heyecanla sınıfına girmelidir. Tek düşüncesi öğrencilerine iyi olan, güzel olan, doğru olan bir şeyler verebilmek olmalıdır. Onları hayata hazırlamak, onların iç dünyalarında temiz ürpertiler bırakabilmek en büyük ideali olmalıdır. Son derece dikkatli, son derece uyanık, gözünden hiçbir şey kaçmayan bir insan olmalıdır. Ondaki en ufak bir sinir ve asabiyet öğrencilerine intikal eder. Sınıfın kapısından girerken dünyevi olan her şeyi unutmalıdır. Sınıf kutsal bir mabettir. Orada yanlız Allah’ın “Rab” isminin tecellisi görülmelidir. Öğretmen ertesi günü hangi dersi verecekse önce kendisi akşam o derse çalışmalıdır. Hazırlıksız bir kere bile sınıfa girmemelidir. Tekrar ediyorum, sınıf kutsal bir mabettir. Eğer sınıfta psikolojik sorunları olan öğrenciler varsa onlarla ders dışında ilgilenmelidir.
Bu gün büyük bir sevgisizlik çağında yaşıyoruz. Artık bazı ana babalar bile yorgunuz diye çocuklarıyla akşamları ilgilenmemekte, Allah’dan uzaklıklarını yorgunluk maskesi altında gizlemektedirler. Ne demek yorgunluk? Bir anne baba öleceğini bilse bile çocuklarıyla ilgilenmeli, onların dertlerine, ıstıraplarına, takıntılarına çare bulmaya çalışmalıdır. Bunu yapmayan ana babalar hayata karşı en büyük ihaneti yapıyorlar. Eve gel, o aptal kutusunun önüne geç, birtakım manyak, hain, serseri insanları gece yarılarına kadar izle, çocuğun hiç bir problemiyle ilgilenme; bu hainlikten alçaklıktan, şerefsizlikten başka nedir? Madem öyleydin niye evlendin, niye çocuk yaptın, utanmaz adam.
Öğretmen aynı zamanda esprili bir insan olmalıdır. Dersten öğrencilerin yorulduğunu hissettiği zaman bir espri yapıp, çocukları tekrar derse döndürmelidir. Çünkü herkes bir şeylerden sıkılabilir. Orada anlatılacak bir espri onlara yepyeni enerjiler kazandırabilir.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...