.
Selam, saygı ve sevgi ile anıyoruz hterem Büyüğümüzü…
SABRİ TANDOĞAN-GÖNÜL SOHBETLERİ'NDEN
Kur’an-ı Kerim bir mutluluk çağrısıdır. Mutluluğa en güzel çağrıdır.
Hicretin en faziletlisi, Allah’ın sevmediği şeyi terk etmektir.
Bu dünya bilmeyene ateşten bir gömlek, bilene düğün, dernektir.
İnsanların en şerlisi, kendini insanların en iyisi sanandır.
İnsanların değerlerini ölçmek için de, değerli olmak gerektir.
Hiçbir şeyle huzura ulaşamadım. Ne zaman Allah’tan râzı oldum, huzuru buldum…
Yalnızlık öyle bir ortamdır ki, bütün güzellikler orada büyür, dal budak sararlar.
İnsan nefsaniyetten uzaklaştığı oranda güzelliği seyredebilir, hissedebilir, sezebilir, gerçeği anlayabilir, iyiyi keşfedebilir.
Yirmi dört saati yaşamak büyük bir olaydır. Onun her ânını kıymetlendirebilmek başlı başına bir sanattır.
Hayatta, basit, küçük, önemsiz hiçbir şey yoktur. Her olay zincirleme birbirine bağlıdır. Biri diğerine tohum oluyor. İçten içe oluşarak tohumlar meyvelerini veriyorlar.
Damlayan sular, bazen mermeri bile deler. Bazen bir damla su kayanın içine girer. Donar. Kayayı çatlatır. Buhara dönüşür, en güçlü motorları çalıştırır. Her şey küçük başlangıçlarla olur. Dağ diye gördüğümüz birleşen atomlardır.
Görevini iyi yapan, aşkla yapan her insan büyüktür, saygıya değerdir.
İnsan düğümü ancak sevgi ile çözülür.
Tatlı, güzel, efendice bir sükût, muhatabını edeple, saygıyla, huşû ile dinlemek insana neler kazandırır, bunu bir bilebilsek.
İlmin anahtarı, edep, tevazu ve soru sormaktır.
Kiminle dost olursan ol, bir şeye dikkat et: Ondan ayrıldıktan sonra kalbine danış… Nasıl bir hâl içresin. O şahsın sosyal, ekonomik durumu, içinde bulunduğu makam, rütbe önemli değil. Bir ferahlık duyuyor musun, için sevgiyle, saygıyla, edeple çalışmak, yardım etmek, hizmet etmek duyguları ile doluyor mu? İşte o şahıs kim olursa olsun, onda hayır vardır. Dostluğuna devam et. Aksi oluyorsa; o şahıstan ayrılınca için kinle, nefretle dolmuşsa, yüzündeki ilâhî tebessüm sönmüşse, karanlık duygular, olumsuzluklar kalbine hâkim olmuşsa, kim olursa olsun, o şahısla sohbette hayır yoktur… Ondan uzaklaş.
Gözü yerde olanın gönlü âsumana çıkar.
Gerçeği, insanların ölçüsü ile değil, insanları gerçeğin ölçüsü ile tanımalıyız.
Bazen güzel bir söz, ümitsiz bir hastayı ayağa kaldırabilir.
Ancak sevgiyle, saygıyla, edeple bakan gözler güzelliği bulabilir.
Bugün bizi üzen bazı durumların yarın bize huzur, mutluluk getirmeyeceği ne malûm? Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir surette zulmetmez. Fakat, insanlar kendi kendilerine zulmederler.
En büyük, en yüce insan, insanları en çok seven, onlara en çok faydalı olandır.
İnsan evrenin özü, gören gözüdür.
İnsanların çoğu şükretmenin sadece zannı içinde yaşarlar. Gerçekten şükretmesini bilenler, huzur ve sükûn içindedirler. O ne güzel bir hâldir.
Huzur, içte sağlanan dengenin meyvesidir. Bu denge üzerinde büyür, yücelir ruh.
Yusuf’un kuyusunda çile çekmeyenler Mısıra sultan olamazlar.
Anlamlı bir sessizlik içinde, edeple, zarafetle başın öne eğilmesi, yerine göre ciltlerle kitaptan daha etkilidir.
Varlığınız ile çevrenizdeki insanlar da varlıklı olsun. Bir selâmınız, bir hatır sormanız bile onların içinde güller açtırsın.
“Nerede sevgi; orda Allah” diyenler, hayatın sırrını çözebilenlerdir.
Gerçekten seven, Muhammedî aşkla dolan insan, her an ayrı bir sevincin içindedir.
Doğanın ve evrenin içinde sakladığı giz, yaşamın ve ölümün gizi, hep sevenle sevilenin bir araya gelmesinden doğan sonsuz mutluluğun içinde değil midir?
İnsanoğlu hayata ne verirse onun karşılığını alır.
Seven ve sevilenin birlikteliğiyle algının kapıları sonuna kadar aralanır ve insan kendi özü, aslı ile, gerçekle yüz yüze gelir…
Hayatın rengi, ışığı, varoluşun amacı; sevgidir.
Sevgi, temiz ruhların içinde, çiçeğin üstündeki bir çiğ damlası gibidir. O sevgiye ulaşabilmek için, pek çok şeye tahammül etmeyi bilmek lazımdır.
Sevgi sevgiyi, kin kini doğurur.
Keşke mümkün olsa da yer yüzündeki bütün güzel, değerli Allah dostları ile tanışsak, onlarla bir sevgiyi yaşasak, bir güzelliği paylaşsak, dünyadaki bütün güzellikleri rüyalarımıza girecek kadar seyretsek… Seviyoruz, seviliyoruz güzelliğimiz bu yüzden diyebilsek…
Adam hamamda kille yıkanıyormuş. Bakmış mis gibi gül kokuyor. Sormuş: “Sen bir topraktın, nasıl bu kadar güzel kokuyorsun?” Kil cevap vermiş, demiş ki: “Bende bir şey yok. Yalnız yolum düştü, üç gün gül ile arkadaşlık yaptım…”
Allah bizlere de nasibeder inşallah…
SABRİ TANDOĞAN EFENDİ HZ
AZİZ RUHLARI ŞAD OLSUN