Sayın Fatma Şükran Hanım,

25.2.2007 tarihli mailinizi aldım.

Efendim, sorduğunuz sorunun cevabı maile verilemeyecek kadar büyük ve şumullü. Bugün her yerde birçok Esma-ül Hüsna kitapları satılıyor. Siz, lütfen bir kitapçıya uğrayın bir kendiniz için bir de arkadaşınız için alın. Ankara’da olsaydınız ben memnuniyetle ikinize de hediye ederdim. Kitapları bir güzelce okuyun, sonra takıldığınız noktalar olursa yazışalım. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Aman yavrum, zamanın kıymetini bilelim, iyi değerlendirelim. Öğreneceklerimizi öğrenip onları hayata uygulayalım. Onlar buzdolapları çeşit çeşit yemekle dolu insanların açlık edebiyatı yapmalarına benzer. Lütfen kendimizi kandırmayalım. Hayata geçirilmeyen, yaşanmayan bilgi, adamı olsa olsa çağımızın entel-dantel müslümanlarından yapar. Aman dikkatli olalım, kendimizi aldatmayalım. Aldanışların en kötüsü insanın kendi kendini aldatmasıdır. Aman o yola girmeyelim. Sonra televizyondaki programda üçyüz yirmi altı çeşit yemek bildiğini söyleyen, kendisine makarna nasıl pişirilir diye sorulduğu zaman kızarıp, bozaran, kekeleyen, küçük duruma düşen büyükelçinin hanımı gibi olmayalım.

Sevgili yavrum, yeni maillerini bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :