Konu : Mucize bir yolculuk.
Gönderen :
Özden
Tarih :
7/27/2016 11:22:52 AM
.
BIR MUCIZE YOLCULUK
Televizyonda bir belgesel program izliyordum. Icinde bulundugumuz yasam kosullari sehirlerde yasayan bizleri dogal yasamdan ve diger canlilardan oylesine uzaklastiriyor ki. Teknoloji her yanimizi sarmis. Eglenmek ve dinlenmek icin yine kapali mekanlara gidiliyor. Ayaklarimiz hep betona basiyor. Balkonlarda ya da iceride yetistirebildigimiz birkac saksi cicek ve camimiza arada sirada konan kuslar, evimizde bulunan sus baliklari yada muhabbet kuslari ile mutlu olmaya calisiyoruz. Oysa tabiat bir harika. Dogal yasamda bulunan binlerce , milyonlarca canli turu , her biri baslibasina ibret-i alem. Nasil da gozlerimizden uzaklar…Yazik! Bunun onemini ancak belgeselleri seyrettigimde daha iyi anliyorum.
Programin sunucusu muhtesem goruntuler esliginde, Kuzey Amerika’nin bati kiyilarindaki nehirlerde yasiyan somon baliklarinin yolculuklarini anlatiyordu. Bu dunyanin en ilginc goc oykusu. Somon yumurtalari nehir yatagina birakiliyor. Minik yavrular ilk besinlerini kendileri icin ozel yaratilmis besleyici keselerden aliyorlar. Sonra bir yil boyunca ayni akarsu yataginda yasayip gelisiyor, buyuyorlar. Sonra bir bahar sabahi binlerce somon, ayni anda goc yolculuguna basliyor, surekli okyanusa dogru yol aliyorlar. Pasifik okyanusuna vardiklarinda ne oluyor biliyormusunuz? Bedenlerinde var olan genetik bir mekanizma devreye giriyor ve yapisal bir degisim meydana gelerek tatli suda dunyaya gelmis ve yasamis olan somon baliklari artik pasifik okyanusunun tuzlu sularinda yasayabilecek yapiya kavusuyorlar. Bundan sonraki yolculuklari 4 yil kadar suruyor . Alaska’dan Japonya kiyilarina yol aliyor , oradan bir yay cizerek Kuzey Amerika kiyilarina geri donuyorlar. Yapilan biyolojik incelemeler gostermis ki somonlar dunyanin manyetik alanina gore yon tayini yapmalarini saglayacak dogal pusulalar ile yaratilmislar. Bu sayede rahatlikla okyanusta yonlerini sasirmadan geri donuyorlar. Iste bundan sonrasi sanki bir mucize… Bu kez dunyanin en hassas koku alma organina sahip bulunduklari icin koklayarak binlerce akarsuyun arasinda kendi geldikleri akarsuyun okyanusa acilan agzini buluyorlar. Yine binlerce kollara ayrilan akarsuyun icinde ilerlerken her defasinda dogru olan yone dogru saparak, kokusundan kendi dunyaya geldikleri dere yatagina ulasiyorlar. Ustelik yaslanmalarina ragmen yolculuklarinin en zor etabindalar. Akarsuya girdikleri andan itibaren artik birsey yemiyor, denizde depoladiklarini tuketiyorlar. Akintiya karsi yuzmek zorundalar. Cogu zaman yokus yukari yuzuyorlar. Selalelerle karsilastiklarinda yukari sicriyarak engelleri geciyorlar. 3 metre yukariya kadar ziplayip kayalari asiyorlar. Sonra bu dunyaya gelis amaclarina ulasmis ve yaklasik 3200 km olan yolculuklarini hakkiyla tamamlamis olarak ayni kendi dogduklari yerde yumurtalarini birakiyorlar. Kisa bir sure sonra da hayatlari sona eriyor.
Iste bu muhtesem hayat yolculugu oykusunu seyrederken oturdugum yerde cakildim kaldim. Bastan sona sanki bize ibret olarak yasiyorlarmis gibi geldi. Oyle de olsa gerek. Rabbimin hicbir yarattigi sebepsiz olmadigina gore…. Dunyaya gelisleri bir yaradilis muizesiydi. Ilk anki gidalarini tasiyan kesecikleri, ileride kendilerine gerekecek manyetik yon bulma yetisi, en hassas kokulari alabilecekleri burunlari, yemek yemeden depolarindan beslenebilme yetileri hep baslangicta onlara bahsedilmisti… ve onlar bu kendilerine verilen ozellikleri kullanarak, durmadan , yilmadan vazifelerini yerine getiriyorlardi…Her bir ozelliklerinin hakkini zamani ve yeri geldiginde veriyor onu yerli yerince kullaniyorlardi…. Ya insan olan bizler ! Ya ben ! Rabbimin bahsettigi ozelliklerden kacini hakkiyla kullanabiliyorum?... Vazifelerimi yerine getirebiliyormuyum! Yasam yolculugumda ben nerelerdeyim ! O minik somon baligi yolculugunda , kucuk akarsuyundan buyuk irmaklara yuzerken , oradan engine, okyanuslara gecerken hic vazgeciyor, korkuyor , cekiniyor mu? Rabim ona hem tatli suda hem tuzlu suda yasama ozelligini vermis ki bu yolculugu da yapmasini istiyor. O da Rabbimin ilhamiyla bunu basariyor. Oysa biz en ufak bir zorluk karsisinda hemen durakliyor, hayata yelken acmaktan, daha cok arastirip daha cok ogrenmekten, daha insanca yasayip mukemmeli bulmaktan cekiniyoruz. Butun bunlari yapabilecek donanimlara sahibiz aslinda … Rabbim bizi de boyle yaratmis, akil, cesitli duyular, yetenekler, vicdan vermis. Kacini hakkiyla sonuna kadar kullaniyoruz. Hep o dogdugumuz sig dere yataginda kalmak ve etrafimizdaki ivir zivirla beslenmek kolayimiza mi gidiyor yoksa!.. Oysa biz, o engin ilim okyanusuna acilmak icin yaradilmadik mi.? Dunyayi tanimak , gezmek, dolasmak, okumak, ogrenmek sonra da asil olana , birlige , Rabbimize ulasmak, geri donmek degil midir amac?... Evet bazen acilmak kolay olabiliyor da donuste dogru yolu , binlerce milyonlarca yanlisin arasindan dogruyu bulmak pek kolay olmuyor. Eger sevgili peygamberimiz SAV in yolunda isek, Kur’an-i Kerim in isigi aydinlatiyorsa onumuzu neyin dogru oldugunu biliyoruz. Ancak iste on daha da zorlasiyor yolculuk. Iste ondan sonra akintiya karsi kurek cekiyor, dunya hayatinin aldatmacalari ve atrafimizdaki olumsuzluklar, sozler, insanlar , hatalar caglayanlar gibi uzerimize gelirken onlari atliyarak asmak zorunda kaliyoruz. Minicik bir somon baligi basarabiliyorsa kendisine verilen yeterli ozelliklerle ve ilhamla bunu, biz neden basarmayalim. ?.... Rabbim kimseye kaldiramayacagi yuku vermiyor ki! Eger onumuzde engeller varsa inaniyorum ki asabilecegimiz icin dir. Olgunlasmamiz, tekamul etmemiz icin birer basamaktir hepsi….Oyle ise ne bekliyoruz …
Iste kucuk ve sevimli bir somon baliginin hayati bana bunlari dusundurdu. Biz bugun bazi seyleri unutanlara balik hafizali derken, bir baligin Yuce Allah’in ilhami ile gerceklestirdigi mucizevi yolculuk Rabbime ulasmaya vesile degil de nedir?... Program bittikten sonra da kalkamadim bir sure yerimden. Karar verdim bundan sonra dogaya daha yakin olmaya calisacagim. Butun alemi, mahlukati baska bir gozle tekrar tekrar gozlemeye calisacagim. Kimbilir daha ne sirlar, ibretler, hikayeler gizlidir… Kendimizi tanimamiza, sukretmemize, hayata sarilmamiza, Hak’ka ulasmamiza vesile olabilirler..
Sevgi ve saygi ile ...
Ozden CICEK Creative Wood Painting Lady Dubai www.ozdencicek.com
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Özden Çiçek,
11.10.2006 tarihli mailnizi aldım.
Efendim, anlattığınız olay ve ondan çıkarttığınız sonuç beni uzun uzun düşündürdü. Ürperdim, heyecan duydum. Bizim o balıklardan bir yönümüzle ne farkımız var? Onlar da dünyaya geldikleri andan itibaren hazırlıklarını yapıp en uzun yolculuklarına çıkıyorlar. Bizler de öyle değil miyiz? Yüce Peygamberimiz “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” buyuruyor. Hepimiz, ama tek istisna olmadan hepimiz kemal yolunda, tekamül yolunda, insanlık yolunda aşk yolunda birer yolcu değil miyiz? Kainattaki her zerre bir görevle yükümlü değil mi, ama ne yazık ki çağımıza egemen olan materyalist düşünce, çağın iletişim ve etki araçlarını ellerini bulunduran güçler bunu insanlığın hayrına, uygarlığın inkişafına, dünya hayatının da bir cennet hayatı haline getirilmesine kullacakları yerde ne yazık ki hep o canım imkanlar negatife yönlendiriliyor. Çağımız insanı hasta, çağımız insanı zavallı, perişan. Kendi nefsiyle, nefsin bütün barbarlıklarıyla, vahşetiyle başbaşa kalan insanlar onun maskarası olmaktan kurtulamıyorlar. O canım imkanlar ne kadar kötü yere kullanılıyor. Ahh zavallı kardeşlerim, şu dünya hayatında söyledikleri her sözün, yaptıkları her hareketin, düşüncelerinin , hayallerinin bile hesabını vereceklerini bir bilseler. Siz mailinizde bunu ne kadar güzel anlatmışsınız. Allah razı olsun. Sizi şahsım ve sitemiz mensupları adına sevgiyle, saygıyla selamlıyor, iki dünyanızın cennet olmasını diliyoruz.
Sabri Tandoğan (Sabri Baba)
Aziz Ruhları Şad Olsun
|