Bugün bir İngiliz genci Shakespeare'i rahatlıkla okuyabiliyor, bir Fransız genci Montaigne'i rahatlıkla okuyabiliyor. Ama bizim gençlerimizin içinde Ahmet Hamdi Tanpmar'ı, Cemil Meric'i, Mehmet Kaplan'ı, Yahya Kemal'i, Ahmet Haşim'i okuyan kaç kişi var? Doğru dürüst Türkçe bilmeyen bir Orhan Pamuk ne yazık ki baştacı ediliyor. Onun Türkçe bilmediğini ispat eden Profesör Tahsin Yücel'in başına gelmeyen kalmadı. Bugün böyle okulları olan, böyle medyası olan bir toplumda olgun insanın yetişmesini beklemek biraz fazla iyimserlik mi oluyor acaba?
Nasıl her toprakta her ağaç yerişmiyorsa büyük ruhların, cins kafaların yetişmesi içinde özel bir manevi iklime ihtiyaç var. Bir büyük adamın kişiliğini etkileyen sadece onun okuduğu kitaplar, yetiştiği okullar değil ki; içinde yetiştiği aile çevresi, doğup büyüdüğü sosyal çevre, komşular, akrabalar, alış veriş ettiği mahalledeki bakkal, evlendiği eşi, eşinin akrabaları, yetişme çevresindeki manevi büyükler; o güne egemen olan sosyal, siyasal, ekonomik durumlar, okunan gazete, seyredilen televizyon, dinlenen müzik ve daha binlerce etken, hepsi bir araya geliyor ortaya olgun insan dediğimiz bir güzellik ve yücelik anıtı çıkıyor.