Çok Kıymetli Büyüğüm,
Size ve bütün gönül dostlarına yeni hayırlara vesile olacak yepyeni güzel bir gün dileği ile merhaba...
Efendim, siz bir sohbetinizde Resulullah Efendimiz'e gelen birinin aldığı ücretle geçinemediğini beyan etmesi üzerine, ücretini biraz azaltarak gönderdiğini, adamın bir süre sonra tekrar gelerek aynı şikayetini tekrarladığını, bunun üzerine Resulullah Efendimizin de tekrar ücretini biraz daha eksilterek gönderdiğini, adamın üçüncü kez gelişinde ise mevcut ücretiyle geçimini temin etmeye başladığını belirttiğini anlatmıştınız. Ve bereketin önemine değinmiştiniz. Efendim, bugün elimizdekileri en güzel şekilde bereketlendirebilmenin bir yolu da paylaşmaktan geçiyor. Bundan bir süre önce bir dergi yazısında başlık şöyle idi: Mutluluğun yolu: Vermek, yine Vermek.
Resulullah Efendimiz'in "Sadaka malı eksiltmez" buyruğunda olduğu gibi aslında gönülden, başa kakmadan verebildiklerimiz gerçekte kendimiz için ektiğimiz tohumlardan başkası olmuyor. İnsan verdikçe yüklerden kurtuluyor, verdikçe hafifliyor, verdikçe huzur ve mutluluk doluyor, verdikçe güzelleşiyor. Evet, mutluluğun yolu vermek, yine vermek, karşılık beklemeden, gönülden vermek, verebilmek. Vermeden almayı beklemek ise ham bir hayal, sonu olmayan bir bekleyiş. Sevmeden sevilmeyi bekleyenler, vermeden almayı bekleyenler hep bekliyorlar, ve bekleyecekler...Oysa yaptığımız iyilikler, gösterdiğimiz sevgiler bazan bir karşılık bulmasa da yapılan kişiden, yine de zamanı geldiğinde bir başka kaynaktan, bir başka membadan bize kana kana sunuluyor. Hayatta ekilen her tohum hem dünya tarlasında ve hem de ahiret tarlasında yeşermek üzere ekiliyor, ve bir tek tohum bize başaklar dolusu olarak geri
dönüyor...
Efendim, yeni ve güzel bir günden size, bütün gönül dostlarına ve bütün insanlığa dalga dalga yayılan bir sevgi atmosferi içinde paylaşımlarla dolu, sonsuz bereketler içinde çoğalan nice hayırlı zamanlar, hayırlı çalışmalarla en güzel sonuçlarının ortaya çıkmasını diliyor, sonsuz saygı, selam ve hürmetlerimizi sunuyoruz. Hoşçakalın...
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Kıymetli yavrum,
17.11.2006 tarihli mailinizi aldım.
Çiğdem Hanım, 17.11.2006 tarihinde gönderdiğiniz bir mail değil muhteşem bir şiir. Bir yönüyle kalbinizdeki sımsıcak insan sevgisini belirtmişsiniz, bir yönüyle de insanlık kültür tarihinin bir özetini sunmuşsunuz. Evet efendim, huzurun, mutluluğun, güzelliğin, dünya ve ahiret saadetinin kapısı sevmek ve vermekten geçiyor. Hayatın en önemli olayı. Herşey buna bağlı. Vermeden almayı, sevmeden sevilmey bekleyenler sonsuz bir hüsran içinde yaşayacaklardır. Çünkü onlar hayatı, insanları hiç mi hiç anlamamışlardır. Bugüne kadar hangi çiftçi toprağı hazırlamadan, tohumunu atmadan ürün alabildi. Burada birçok insanın aldandığı, yanıldığı çok ince bir nokta var. Efendim diyorlar, biz falancaya uzun bir zaman hayır yaptık, iyilik yaptık. Onun dertlerine koştuk, ona yardımcı olduk. Ama hiçbir karşılığını alamadık. Bu bizi çok üzdü, biz de karar aldık bundan sonra kimseye iyilik yapmayacağız. Biz enayi değiliz, yeter artık.
Kimse darılmasın, gücenmesin ben hayatta bundan daha büyük bir aptallık, enayilik göremiyorum. Bu insanlar ne kadar yanlış kulvara sapıyorlar. Ben falancaya iyilik yapmışım, yıllarca üzerine titremişim, onu canımdan bir parça bilmişim, onu sevgilerin en temiziyle, en halisiyle sevmişim. Ama o bunların hiçbirini görmek istememiş, bana arka çevirmiş, gittiği yerde benim aleyhimde konuşuyormuş, beni yerden yere vuruyormuş. Bunlar laf mı yani. Bu tür konuşmalar sadece bir insanın geri zekalı olduğunu gösterir. Kardeşim, o şahsın davranışlarından, konuşmalarından bana ne, ben ilk günden son güne kadar bütün yaptıklarımı Allah rızası için yaptım. Tek amacım Yüce Rabbimin rızasını kazanmaktı. Karşı taraf anlar, anlamaz, bana ne? Bunlar beni hiç mi hiç ilgilendirmez. Çünkü Allah büyüktür, yücedir, adildir. Allah onun mükafatını bir başka kuluyla verir. Bir gün bir insan karşısına çıkar o yüzyılın en büyük, en temiz, en yüce sevgisini ona gösterir. Mesele burada efendim. Bu ince nüansı anlayamayanlar, anlamamakta ayak direyenler ne kadar zavalllı insanlardır. Onlara sadece acınır. Çünkü talih kuşu insanın başına bir kere konar. Onun kadrini bilmez, şükrünü eda etmezsen o uçar gider, gidiş o gidiş. Bir daha ölene kadar çırpınsan da geri döndüremezsin. Hayatın ana kanunlarından biridir, hayatta tekerrür yoktur. Olan olmuş, giden gitmiştir. Yaydan çıkan ok bir daha geri dönmez. Efendim, keşke yeryüzündeki yedi milyar insan kardeşimiz sizin bugünkü muhteşem mailinizi okusalar, kalpleri sevinçle, aşkla, heyecanla dolsa, ve güne yeni doğmuş gibi tertemiz, pırıl pırıl başlasalar. Ben de size renk dolu, ışık dolu, şiir dolu güzel bir gün diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun
Himmeti Üzerimize Olsun