.
Nur ve Sevgi Kaynağımız ve Örneğimiz olan Canım Babacığım,
Güzel bir günden selamlar ve sevgilerle size ve bütün dostlara merhaba. İnşallah bu güzel gün hepimize hayırların ve güzelliklerin kapılarının sonuna kadar açılacağı rahmet ve feyiz dolu bir gün olur...
Sevgili büyüğüm, bir gazete haberinde artık devlet büyüklerince de dersanelerin artık tartışılması gerektiği görüşüne yer veriliyor ve dersanelerin gerekliliği tartışılıyordu. Dersaneler bugün toplam hacmi 10 milyar doları aşan, 50 bine yakın istihdam sağlayan bir sektör haline gelmiş.
Ayrıca bir de özel dersler karşılığı alınan ücretler hesaplandığında bu rakam daha da yükseliyormuş. Yapılan bir araştırmaya göre 2004 yılında iki milyona yakın öğrencinin ÖSS hazırlığı olarak harcadığı 8.4 milyar dolarla kaliteli eğitim verecek 17 yeni üniversite kurmak mümkünmüş.
Değerli büyüğüm, işin bu maddi yönünün yanısıra bir de gözardı edilen bir başka gerçek daha var ki dersaneler tarafından sadece belli bir sınavın tarzına uygun bir süreçten geçen gençlerin büyük bir kısmı her ne kadar sınavda başarılı olmuş bile olsalar girdikleri üniversitelerin eğitim yükünü kaldıramıyorlar. Bugün üniversitelerin birçok bölümünde bizzat tanık olduğumuz bir gerçek bu. Öğretim elemanları geniş çaplı düşünme yeteneğinden mahrum üniversite gençliğinden bekledikleri verimi alamıyorlar. Dört yıllık bir fakülteyi yedinci yılda hala bitiremeyen gençlerin sayısı hiç de az değil.
Tabi burada dersaneleri sorgulamak da yetmiyor. Onlar da eğitim sisteminde ortaya çıkan yetersizlikleri kapatmaya çalışmış oluyorlar bir anlamda. Burada asıl ele alınması gereken baştan sona bütün eğitim sistemimizin yeniden ele alınarak dersanelere ihtiyaç bırakmayacak bir programın uygulamaya konulması. Özel ders alarak dersi veren hoca gibi düşünmeye alışmış bir öğrenci yerine kendi kendine problem çözebilen, muhakeme yapabilen gençlerin yetiştirilmesi. Diğer bir deyişle geleceğin bilim dünyasına katkı yapabilcek fikirler üretmeye açık gençlerin...
Sevgili büyüğüm, siz de bir sohbetinizde bazı matematik problemlerinin çözümünde zorlanmanız üzerine rahmetli annenizin özel hoca önerisisini kabul etmeyerek sabaha kadar o problemleri çözecek bir yöntemi geliştirdiğinizi anlatmıştınız. Değerli büyüğüm, inşallah eğitim sistemimizde bu kanayan yaraların bir an önce onarılarak geleceğin bilim insanlarının yetişmesine olanak sağlayacak ve dersanelere ihtiyaç bırakmayacak düzenlemelerin yapılması dilekleriyle o gülden ellerinizden hürmetle öpüyor, sonsuz selam, sevgilerle kucaklıyoruz. Allah yar ve yardımcınız olsun... Sağlıklı, afiyet ve bereket içinde geçecek hayırlı ömürler nasip etsin inşallah.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Kıymetli yavrum,
20.6.2008 tarihli mailinizi aldım.
Dersaneler bana göre bir milli felaket. Bunları kim bulup çıkarttıysa... Türk Milli Eğitiminin çöküşünün, yıkılışının, yok oluşunun en belirgin özelliği bu dersaneler. Türk toplumunu yıkmak isteyen gizli kuvvetlerin en büyük zaferi. Rahatlıkla kına yakabilirler. Çünkü bu rezil işte yüzde yüz başarılı oldular. Dersane okuyan bir çocuk ne iş hayatında başarılı olabilir, ne aile hayatında mutlu olabilir, ne de toplum içinde sevieln, sayılan bir kimse olabilir. Şaşkın, korkak, yılgın, bezgin insanlar üretiyoruz. Bana bazı gençler sordular. Dersaneye gidelim dediler. Kesinlikle hayır dedim. Ama ilk günden itibaren aşkla, heyecanla çalışacaksınız. Hepsi başarılı oldular. Güzel yuvalar kurdular.
Bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum. Beni o kadar üzüyor ki bunu anlatamam.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Bu günleri çok önceden görmüş olan Aziz Büyüğümüzün Aziz Ruhlarına Fatihalarla...