.
Sabri Baba: -Yavrum, gönüllerden gönüllere yollar vardır. Bazen bazı duygular, bazı sözler o kanallardan geçerek karşı tarafın gönlüne yansıyabilir.
-Efendim, o halde hayatta en küçük bir ayrıntı bile rastgele oluşmuyor. Biz de bu durumda her an her zerre üzerinde çok büyük bir dikkat göstermek ve üzerlerinde tefekkür etmek durumundayız. Mesela siz bir konferansınızda bir insanın sizi kırıp incitmesi olayı sonrasında yolda giderken kenara park etmiş beş tane aracın dikkatinizi çektiğini, beşinin plakasının da “AF” olduğunu en sonda da “ET” plakalı bir araç gördüğünüzü anlatmıştınız. Demek ki yanımızdan geçen bir arabanın plakası bile yerine göre bize bir şeyler anlatmak istiyor, kafamızdaki bir sorunun cevabı oluyor?
Sabri Baba: -Öyle yavrum. Her şey ilâhi bir nizama göre vuku buluyor. “Her zerreden zikreden Allah’tır.” buyruluyor bir Ayette. Biz o her zerredeki mesajı almaya çalışacağız. Her zerre bize kendi hâl diliyle bir şeyler anlatmak istiyor. Biz, onları anlamaya, çözmeye çalışacağız. Her ayrıntı bir sonraki ayrıntıyı oluşturuyor hayatta.
-Efendim, Ledün ilmi çalışarak kişinin kendi gayretiyle öğrenilebilir mi? Bunun için bir mürşide mi ihtiyaç var mıdır yoksa ilahi olarak doğrudan kalbe akan bir ilimdir diyebilir miyiz?
Sabri Baba:-Ledün ilmi gönülden gönüle aktarılan bir ilimdir. Bunun için edep, saygı, tevazu, dikkat gibi şartların da sağlanmış olması gerekir.
-Her şeye karşı çok büyük bir dikkat içinde ve daimi teyakkuz halinde olmak da böyle bir ilme ulaşma konusunda bir aşama sağlar mı insana?
Sabri Baba:-Evet, sağlar.
-İnsanın kendi gayreti de bu süreci hızlandırıyor o zaman?
Sabri Baba:-Öyle. (Aziz Ruhları Şad Olsun)