.
Kıymetli yavrum,
Sevgi ve saygı görmek ihtiyacı, bir insan için su ve ekmek kadar önemlidir. Bir şair, “Bir güleryüz görmedim ki bellesin gülmek yüzüm” diyor. Eğer bir insanı takdir eder, onun kendisini güven içinde ve önemli hissetmesini sağlarsanız, o rahatlar, ferahlık duyar, mutlu olur, kendisini büyük göstermek için, başkalarını küçük gösterme ihtiyacını duymaz. Başkalarını hor ve hakir görenler, kendi iç dünyasında, kendi kendisiyle kavgada olanlardır. Başkalarıyla alay edenler, nefsine esir olmuş, huzursuz, sıkıntılı, aşağılık duygusu içinde çırpınan zavallı kimselerdir. Kendini sevmeyen, başkasını sevemez. Kendine saygı duymayan, başkasına saygı duyamaz. “Komşunu da kendin gibi sev” sözü çok anlamlıdır. İnsana saygı duymayanlar, şeytana mensupturlar. Yunus, “Tehî görme kimesneyi, hiç kimesne tehî değil” der. Tehî; boş anlamında. Hayatta herkes önemsenmek ister, adam yerine koyulmak ister. Sevgi ve saygı görmek ister. Gülten Akın, bir şiirinde,
“Bir büyük oyun kardaş yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli, ya öldürmeli”
der. Sevgi, saygı, ilgi ve itimat görmek ihtiyacı çok güçlüdür, herkeste vardır. Sevilmeyenlerde, sevilmediklerine inananlarda ruh sağlığı bozulur. O insan ya tamamen hayata, insanlara küser, ya da saldırgan, küstah, mütecaviz olur. Ne var ki, bu sevginin önce özvarlığımıza karşı olması gerekir. Kendinden nefret eden, kendinden iğrenen, kendi kendine düşman olan bir insan başkalarını sevemez. İntihar, insanın kendine karşı duyduğu husumetin en ileri aşamaya ulaşmasıdır.
Bir insana, onun yanındayken söylenen, “Senin yanında kendimi rahat, dinlenmiş, huzurlu hissediyorum, kendimi seviyorum”, sözü kadar onu mutlu eden çok az şey vardır. Sevilmeyen insan başarılı olamaz. Huzurlu olamaz. Stresten kurtulamaz. Sevilmeyen insan, sevemez. Karşınızdaki insanı bir hiç olarak düşünürseniz, o asla sizin yanınızda rahat ve sakin olamaz. Dille söylemeseniz bile, o kalben hisseder. Ümit Yaşar, bir şiirinde,
“Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar,
Ben sevilmediğimden böyle çirkinim”
der. Başkalarına yön gösterdiğiniz zaman, bütün yolu bir günde gidemeyeceklerini unutmayın. Buğday bile, toprağa verildikten ne kadar zaman sonra oluşuyor. Nice aylar yağmurlar, karlar üzerine yağıyor. Soğuğu yaşıyor, sıcağı yaşıyor, için için, yavaş yavaş tekâmül ediyor. Benliğini buluyor. Bir anne, babanın çocuklarına karşı yapacakları en büyük kötülük, bilgiç bilgiç baş sallayıp, “Hanım hanım, kaç kere söyledim, yine söylüyorum, bu çocuk kesinlikle adam olmaz.” demektir. Tasavvufta bir kural vardır: “Söylenen söz vücut bulur” derler. Siz tekrar tekrar “Bu çocuk aptal, geri zekâlı, dünyada adam olmaz” derseniz, o çocuk adam olmaz. Ne acıdır ki, nice aileler, kimsenin yapamayacağı zararı, kendi çocuklarına reva görüyorlar.
Hayat geriye adım atmaz. Her gün daha iyiye, daha güzele gitmek zorundayız. İki günümüz birbirine eşit olmayacak.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz. (Sabri Baba)
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...