Değerli Büyüğüm,
Bugun sabah kalktım, Ankara cok soguk, usuyorum. Dun de sabah ıse gıttıgımde calısan arkadasların kımısının ustunde ınce paltolarının oldugunu farkettım. Insan elınde olsa da
hepsıne ıncıtmeden, onurunu kırmadan bırseyler yapabılse dıye dusundum. Sorusturarak geceden hazırladıgım yenı ama fazlasına ıhtıyacım olmadıgını dusundugum gıysılerı, yanına da posetlı yenı alınmıs ufak hedıyelerle sundum ezılerek. Bunları yaptıgım ufacık paylasmayı utanarak yazıyorum. Aksam eve geldıgımde,once sızın sıtenızı sonra arkadaslarımın gonderdıgı maıllerı actım efendım. Sızın hıcbır seyın tesaduf olmadıgını hatırlatan bır maılle karsılastım. Kımın kaleme aldıgı belırtılmemıs,bır arkadasım gondermıs. Musaadelerınızle aynen kısaca aktarıyorum.
Farkında mısınız?
Çope attıgımız bır lokma ekmegı bır kez daha dusunelım.Sukretmenın ne oldugunu tekrar hatırlayalım. Farkı farketmelı, fark ettıgını de fark etmelı, fark ettıgını de fark ettırmemelı bazen!
Bır damlacık sudan yaratıldıgını fark etmelı. Anne karnına sıgarken,dunyaya neden sıgamadıgını ve en sonunda bır metrekarelık yere nasıl sıgmak zorunda kalacagını fark etmelı. Henuz bebekken "Dunya benım" dercesıne avuclarının sımsıkı oldugunu, olurken de aynı avucların "herseyı bırakıp gıdıyorum ıste" dercesıne apacık oldugunu fark etmelı. Ve kefenın cebı olmadıgını fark etmelı.Dolabında 25 gomlegının sadece 3'unu gıydıgını,ama arka sokaktakı komsusunun o gıyılmeyen gomleklere ıhtıyacı oldugunu fark etmelı ve bogazından gecen her lokmada sukretmelı,paylasmayı ogrenmelı ınsan.
Sabah benım dusundugum paylasmayı, baska bır arkadasımın maıllle gondermesı tesaduf mu? Yoksa aynı frekanstakı ınsanların ıletısımı mı efendım? Muhım olan burada farkedebılmek sanırım.Yaptıgım kucuk bır paylasımı tekrar utanarak yazdıgım ıcın Allah'dan affetmesını ıcın affına sıgınacagım. Ama gonderılen maıl ıle cakısması aynı gun benı mutlu ettı. En derın saygılarımla efendım.
Ayla Belen.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Ayla Belen,
Kıymetli yavrum, sana tefekküre götüren, derin düşüncelere sokan kıymetli mailin için önce teşekkür eder, sonra seni kutlarım. Ne güzel bir konuyu yakalamışsın.
Senelerce, senelerce evveldi. Birgün mutadım olduğu üzere kitapçıya gitmiştim. Gördüğüm bir kitap beni ürpertti. Kitabın üzerinde “Paylaşmak ki o en güzel” yazıyordu. Büyülenmiş gibi oldum. O gün bugündür hep paylaşmak ki o en güzel sözünü muhteşem bir mısra gibi tekrarladım. İnşallah son günüme kadar da hatırlarım ve söylerim.
Paylaşmak ki o en güzel sözünü ben hayatın özü, özeti gibi görüyorum. İnsan paylaştıkça huzur içinde kalıyor. Sanki Yüce Peygamberimiz “Veren el, alan elden üstündür” Hadis-i Şerifi günlük hayatta yaşanıyor, uygulanıyor, güzelliğiyle kalpleri ısıtıyor, ışıtıyor. Adına entel denilen, çağdaş denilen “Aydın” sıfatını kimseye bırakmayan hilkat garibeleri itiraz ediyorlar, “Efendim”, diyorlar, “biz Koç değiliz, Sabancı değiliz, neyimiz var ki paylaşalım. Hayır yapılacaksa onlar yapsınlar
Ben, bu entel dantel cici beylere, cici hanımlara katılamıyorum. Şartlar ne olursa olsun paylaşmanın en güzel olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. Senelerce evveldi, bir gün Danıştay’da heyetten çıkmış, odamda dinleniyordum. Odacıya bir simit almasını, simitin yanında bir de çay getirmesini söyledim. Önümdeki derginin sayfalarını çeviriyordum. Kapı açıldı. Sevdiğim, saydığım bir arkadaşım geldi. Oturdu, hal hatır sorduk. O sırada çayla simit gelmişti. Ona da bir çay söyledim. Ve önümdeki simidi ikiye böldüm. Yarısını ona verdim. Hayatımın en güzel öğle yemeğini o gün yedim. Çünkü arkadaşımla bir simidi paylaşmıştık. Ve beraber en güzeli yaşamıştık. Önemli olan birşeyler verebilmek ve vermenin güzelliğini yaşayabilmek. Ve bunun farkına varabilmek. Sonra da Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi
“Ve bir an yaşıyorum, bütün bir ömre bedel”
diyebilmek. Siz bunu o kadar güzel belirtmişsiniz ki vermenin, paylaşmanın ilahi güzelliğini tadamayanlar dünyanın en mutsuz insanlarıdır. Bizler de son nefesimize kadar maddi, manevi bütün güzellikleri paylaşalım ve o şiiriyeti yaşayalım. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Rahmet ve Şefaat Gani Gani Onun ve Hakka Göçen Yakınlarının Üstlerine Olsun