.
Müsade ederseniz cok sevdigim bir Menkibeyi sizlerle paylasmak istiyorum.
Bayezid Bistami hazretleri hep merak eder dururmuş "Zamanın kutbu kim?" diye.
Bir gün Bistami hazretlerinin kalbine ilham gelir "Basralı demirci Ebu Hafs'dır" denir.
Basra'ya gider,demirci dükkanına geldiğinde bakar ki, Ebu Hafs, demirin kızgın tarafını tutuyor.
Kendisine demirin kızgın tarafını tuttuğunu söyleyince, Ebu Hafs:
"Şu kulların derdinden unutmuşum" der.
Bistami sorar :
"Niye dertlendiriyor onlar seni?"
Ebu Hafs:
"Cehenneme gitmelerinden korkuyorum. Keşke onlar yerine, ben yansam".
Bistami bu esnada, içinden şöyle der:
"Demek ki bu kul kendini düşünmediği için Allah bu makamı ona nasip etmiş. Kendisi bile veli olduğunu bilmiyor."
Bistami sorar:
"Ne kadar ilim biliyorsun?"
Ebu Hafs:
"Bir hadis duymuştum, kırk sene önce. Daha o hadisi uygulayamadığım için, başka ilim aramadım".
Bistami:
"Neydi, o hadis?"
Ebu Hafs:
"Kişinin, boş işleri terk etmesi onun müslümanlığının güzelliğindendir."
Bistami, 3 gün, Ebu Hafs'ın yanında kalır ve der ki:
"40 yıllık ilim tahsilinde alamadığım feyzi, 3 günde Ebu Hafs'ın yanında aldım."
Sonsuz hürmetlerimle....
Suna
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Suna Hanım,
Kıymetli yavrum, dün de öyleydi, bugün de öyle. Pek çok insanın aklı, fikri daha çok okumak, daha çok ilim sahibi olmak. İyi, güzel de bu öğrendiklerimiz, okuduklarımız yaşanmadıkça, günlük hayata geçirilmedikçe neye yarar? Yunus ne güzel söylüyor
“İlim, ilim demektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır”
Eski Yunan felsefe okulunun kapısında
“Kendini tanı”
yazıyordu. Benim rahmetli bababnnemin okuması, yazması yoktu. Okulun önünden bile geçmemişti. Eline alfabe almamıştı. Ama babannem kemal sahibi bir insandı. Mahallemizde iki profesör, iki de banaka müdürü teyze vardı. Onların ailevi, mesleki bir problemleri olduğu zaman babanneme gelirler, meseleyi hallederlerdi. Rahmetli babannem onları edeple, saygıyla dinler sonra ne yapacaklarını söylerdi. Herhalde aldıkları cevap hayatta işlerine yarardı ki ellerinde bir paket şekerle teşekküre gelirlerdi. Babannem de aidiyeti, cihetiyle şekeri bana havale ederdi. Bütün mesele binlerce kitap okumak, bilmem ne kadar fakülte bitirmek değil hayatta nasıl hareket edileceğini öğrenebilmektedir. Bu da ancak kendini tanımakla olur.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun