Sayın Ayla Belen,
27.2.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, “çaydanlık ve bardak” başlığı altında sunduğunuz mail beni yine çok duygulandırdı. Ne kadar ince, ne kadar zarifsiniz. Bu maili keşke ülkemizdeki ve dünyadaki kibirinden, gururundan, çalım, cakasından yanına yaklaşılamayan insanlar da okusalar. Öyle insanlar var ki durup dururken, eski tabiriyle “asayiş berkemal” iken kalp kırıyorlar, incitiyorlar, yaralıyorlar. Sonra da bir özüre bile tenezzül etmiyorlar. Çünkü kendi tasavvurlarında onlar o kadar ama o kadar büyükler ki özür dileyi, af dilemeği, bağışlanma dilemeği bir türlü kibirlerine yediremiyorlar. Bu çok çok büyük insanların hatırlayamadıkları bir husus var, bir türlü öğrenemedikleri. Özür dileyene kadar huzur, mutluluk, tatlılık ve güzellik kendilerine haram olacak. İşte bunu bilemiyorlar. Çünkü onlar çok büyükler. Bir şair
“Ebna-yı zamanın talebi nam-ü nişandır
Her biri tasavvurunda falan ibn-ü filandır”
Bu ne kadar zavallıca bir duygu. Bir hatırlasalar, şeytan niçin cennetten kovuldu. Aslında bütün meleklerin hocası iken. Bir parça düşünsek, Hakka, hakikate giden bütün yollar, maneviyata açılan bütün kapılar bir tek yerden geçiyor: Edep ve tevazu geçidinden. O edep ve tevazua sahip olmadıkça, o benim her yaptığım doğrudur firavunluğu egemen oldukça haydi bakalım buyurun yürüyebilirseniz yürüyün.
Efendim, çaydanlık ve bardak hikayeniz bizi nerelere götürdü. Yine böyle güzel, böyle ince, böyle düşündürücü maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
İnsanı her iki dünyada rezil eden iki unsur: 1-kibir 2-kin. Yazan Ayla Belen
Cvp: İnsanı her iki dünyada rezil eden iki unsur: 1-kibir 2-kin. Yazan Sabri Tandoğan