Sonra Hazret gelir. Kürsüye çıkar. Ey cemaat der. Sözlerime başlamadan önce hepinizden ayrı ayrı özür dilerim. Tam zamanında çıkıyordum, valideniz geldi. “Efendim” dedi. “Ocağa çorba koymuştum, müsaade edin pişsin, size içireyim öyle gidin.” Kıramadım, incinmesin diye bekledim, çorba pişti, içtim gecikerek geldim. Çok müteessirim. Beni affedin. Biraz önce esneyen, uyuklayan cemaat hüngür hüngür ağlamaya başlarlar. Genç adam, hayretler içindedir. Allah Allah der. Bu ne iştir. Ben o kadar ilimden, kitaplardan bahsettim, kimi esnedi, kimi uyudu. Babam, annemin pişirdiği çorbadan bahsetti, herkes ağlamaya başladı diye hayretini belirtir.
Söz söylemek aynı zamanda büyük bir incelik işidir de. Büyük velî Paşa Dede Hazretleri söz söylerken son derece dikkat eder, kimseyi kırmamaya, incitmemeye özen gösterirdi. Olumsuz bir örnek verileceği zaman, kimseyi örnek göstermez, kendini gösterirdi. O, her zamanki erişilmez zarâfeti, edebi içinde konuşmasını sürdürürdü.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Her Söylediğini, Her Tavsiye Ettiğini Bizzat Yaşamış, Tecrübe Etmiş Olan Aziz Büyüğümüzün Aziz Ruhlarına Fatihalarla...