.
Selamün Aleyküm , Çok Değerli site mensupları… saygılarımla... ..Tüm ALLAH dostlarını çok seviyorum fakat üç tanesinin ayrı bir yeri var..Veysel Karani... Hz.Mevlana... Yunus Emre.... Ölene kadar bize de Rabbim sevgiyi söylemeyi, sevgiyi yaymayı, yaşamayı nasip eylesin bu minval üzereyken canımızı alsın bu sözlerimde dua olsun...
Güzel ülkemin güzel insanları Merhaba ,
Dün Muş'lu yaşlı teyzeyi ahirete uğurladık ,
kalbimizde bir hoş sada bırakarak Hakk'a göçtüler ALLAH gani gani rahmet eylesin... iki gündür okumasını yapıyoruz, bu hatıramı bu gün toplulukta da anlattım, benim için çok değerliydi dedim..Yaşlıya tazim ve hürmet etmek AllaH'ın şanını yüceltmektir...
Saygılarımla ...Selametle...Sevgiyle
DEFTERİMDE Kİ ÇÖREKLER ; SEVGİ DİLİ
Bütün alemde ruhlarımıza hayat aşısı veren öyle latif, zarif etkin evrensel bir dil var ki bu sevgi dili, aslında gönül dili, insan kalbinden konuşunca diller, lisanlar gönüller birleşir.Varlığın mayasıdır sevgi , her şeyin olumlu , güzel yönünü gösteren kalplere rikkat ruhlara incelik davranışlara hürmet getirendir, içten gösterilen bir yudum Sevgi… eksiği, ayıbı, kusuru başkalarında değil, önce kendisinde aratan bir tedrisattır hoşgörüdür sevgi. Muhatapları insan, hayvan, nebâtat, cemâdat, konuşma engelli, zihinsel engelli, büyük, küçük, bebek, yaşlı herkes anlar duyar hisseder bu dili.
Sevgi öyle bir iksirdir ki, yaralı kırık kalpleri sarıp sarmalayan, gam ve kasaveti halas eden, ruhları sevinç ve inşirahla kuşatan parıldatan, kuru dallarda tomurcuklar açtıran, ölümcül hastayı ayağa kaldıran, taş kalpleri yumuşatan, huysuz komşuyu insanlığa getiren, düşmanları dost eden,insanı intihardan döndüren bir dokunuştur kardeşçe … dermansız dertlere deva olandır. Rabbin, gönüllere bahşettiği ihsan-ı ilâhi, firdevsi âlâ'dan gönüllere ferâhlık , inşirah veren bir meltem esintisidir, gönülden gönüle akseden en tesirli ve büyülü bir nağmedir.
Hele de rıza-ı bâri için acılı, dertli, tükenmiş birine sunulan içten, halis, duru bir sevgi cennete doğru yeşerip ,göklere doğru yükselen bir ağaç olup , cennetin kapısını aralamakçasına , ruhlarımızı okşayan hafifleten latif bir cennet rayihasıdır. Efendimiz de şöyle buyurmuşlardı r
"Allah indinde de Müslüman kardeşinin gönlüne sevinç ve inşirah vermenden daha sevimli bir amel yoktur. " diyerek sevginin önemini arz etmişlerdir.
Kimde sevgi varsa Allah’ın varlığı ondadır diyen Hazret-i Mevlânâ’ya, insan alemde insanları sevdiği müddetçe yaşar diyen şair de katılıverir. İştme ve konuşma engelli bir hanım var ne zaman birbirimizi görsek öyle mutlu oluyoruz ki anlatılır gibi değil...! En çok ta Umreye gidenler yaşar bunu dilini bilmediğiniz nice insanlarla sevgi diliyle anlaşırsınız…İnsanın değeri gönlünde ki hak aşkı kadardır demiştir erenler, insan Rabbini sevdiği ölçüde kainattaki tüm varlığı Muhammedi bir aşkla sever…
Allah için sevmek kalbi inceltir, nefsi durultur, , arıtır nazarları derinleştirir, kalp gözünü açar, hüsnü zan ettirir, kusurları hoş gösterir yok eder sevgiyle bakan her şeyi kusursuz görürmüş. Görünce mutlu olduğumuz insanlar vardır, yolda bir an rastlasak, bir kaç kelime konuşsak öyle pozitif bir elektrikle ve güçle donanırız ki, sıkıntılar negatiflikler hazan olur dökülür, başka bir halet-i ruhiyeye bürünürüz, ab-ı hayat gibi yetişir ümit ve teselli olur harap ve çorak sinelerimize. Bazen telefonda sevdiğimiz kişilerle konuştuğumuz birkaç cümle ilâç gibi gelir depresif hallerimize yetişir imdadımıza ölü iken diriliveririz .
Ahmed Rıfa-ihazretleride; " her şeyde sevgi ve yumuşaklığı tercih edin, sevgi ve yumuşaklık insanı Allah'a götüren yegane yoldur " buyurmuşlar dır. Hazret-i Mevlânâ da " ey gönül...! cehennem insanın yüreğinde ki sevginin bittiği yerdir. " sözüyle sevginin büyüklüğünü, sevginin elzemliğini ne güzel anlatmışlardır.
Allah için halisane sevmek ve mümin kardeşlerin iyiliğini, tüm insanların hayrını istemek, hüsnü nazarla bakmak gönüle safa veren dünyadayken cenneti bulmaksa...onlara adavetle, öfkeyle su-i zan edip, kin beslemek haset etmek sevememekte daha dünyadayken cehennemi yaşamaktır. Bencillik ve sevgisizlik insanı hasta eder kalbinin ritmini bozar her şeyi kötü gösterir kusur buldurur, hayatı çekilmez kılar.
Cuma günleri Kur'ân için , çarşambaları da mesnevi için bir araya geldiğimiz komşu ve mahalleden arkadaşlarla, Nisan ayı girdiğinde üç, dört senedir evlerde sayımızı bir kaç katı çoğaltarak, Efendimizi - Sallallahu aleyhi vesellem- anma ve kutlu doğum programları yapmaya başlamıştık.Geçen seneydi bizi ilk olarak evinde ağırlayacak olan ev sahibesinin, evlerinde 95 yaşlarında bir kayın valideleri bulunmaktaydı ve bizleri çok severdi. Daha bir kaç gün önce hastahane den çıkmış olmasına rağmen bizleri görünce öyle sevindi ki, anlatılır gibi değildi. Teyze doğulu olduğu için, dilimizi konuşamıyordu ama anlaştığımız bir dil vardı ki, lisan-ı hal sevgi diliydi.
Birazdan, Kur'ân'ı Kerim okuma , hatimlerin duası, Efendimizi anlatım, şiirler, ilâhiler bitmiş ev sahibini hazırladığı çaylar ve ikrâmlar gelmişti. Teyzeyle birlikte yerde yan yana oturmakta idik önümüzde ki büyük sehpada fazladan konulmuş börekler, poğaçalar, sarmalar vardı. Bir ara dalmışım, salonda ki herkesin toplu bir şeye güldüklerini fark ettim, döndüğümde teyze çantamı almış, içine sehpa üzerinde bulunan ve kendi tabağında ki poğaça ve börekleri çantama aceleyle dolduruyor. " - hayır koyma? dedim. O ise kızdı ve " - çocuklara götürürsün " demekte imiş.
Herkes bir taraftan gülerken bir taraftan da yüzünü buruşturuyor yağlı yağlı şeyleri çantaya doldurdu...sıra şimdi yaprak sarmalarına geldi onu da dolduracak...bari bir poşet iste de ona doldur ...çantadan tekrar çıkart " dediler.
Hiç birini yapmadım tabi ki , teyzenin bu davranışı benim için çok anlamlıydı, sevgisini ifade etmesi benim için değerli ve önemlisin demesiydi gönül diliyle... Hazreti Mevlânâ da" Bağlılık ve sevgiden eser olsun diye dostlar birbirlerine hediye verirler. O hediyeler , bağlılığın ve sevginin şahitleridir. Demek ki onlarda samimiyet ve beraberlik gizlidir. O ihsanlar gönüllerde meydana gelen sevginin görünen şahitleridir. " (mesnevi 1, 2625-28) buyurmuşlardır.
Diğer bir anlamı ise, güzel bir niyetle ve halisane yapılan kulluk ve ibadetler ,Yaradan dan ötürü yaratılanı sevmek şefkat ve merhamet etmek, Allah (C:C) için yapılan fedakarlık ve diğergamlık hizmetler , hatır gönül gözetmekte, Kaba ve nadanlara da sabretmek ve onları sahibi hatırına incitmemek, insanın Allah'a olan sevgisine ispat ve şahididir.
Bir kaç gün sonra görüştüğümüz bir komşu , teyzenin yaptığını diğer komşuya gülerek anlattı ve bana da sual etti nasıl ? çantanın içi yağ olmuş mu ? diye. Kendisine " Teyze sevgiyle ve öyle güzel bir niyetle onları koydu ki, çanta içinde büyük bir defter vardı , onun plastik kapağı ile kalın ilk sayfasına denk gelmiş onu da sildim. Hiçbir şey olmamış dedim gülümseyerek.
Aradan bir yıla yakın bir zaman geçmişti teyze bu sene uzaklar da diğer gelininde kalmakta, gelini ise işe girmiş uzun zamandır aramızda yoktu, üç hafta önce gelini işi bırakmış tekrar aramıza dönmüştü ,kendisine teyzeyi sorduk yakında gelecek dedi diğer hafta bizleri evine davet etti. Gittiğimiz de teyzenin henüz gelmediğini görünce biraz buruk ve mahsun olduk... Ev çok kalabalıktı biz yine yere oturduk önümüzde yine büyük sehpa vardı. Kur'ân okuma, dua, anlatımlar bitmiş, çaylar içilmiş tabaklar kaldırılmıştı, kalkmak üzereyken teyzenin yeri ve yokluğu ne kadar belli dedim...
Çantadan büyük defteri çıkardım, sehpa üzerinde ki yazı ve notları koymak için ve kapağını açınca hayret içerisinde kalmıştım...tam da teyzenin koyduğu yerde peçeteye sarılmış çörek buldum,kimsenin haberi yoktu , yanımdakiler de koymamıştı koyu bir şaşkınlık ve sevinçle " ah...! teyzeciğim selâmını aldım, teyze kendisini hatırlatıyor " dedim. Yanımdakiler de şaşırmış hayrette kalmıştı, evden ayrılırken o senin nasibin onu al dediler hatıra olarak aldım ve eve getirip kuruttum saklamak üzere.
Ne demiş büyükler birbirlerini Allah için sevenlere ihtilafı zaman ve mekan, toprağın altı üstü fark etmez imiş, ne de olsa bur da ki sevmelerimiz ta ruhlar aleminin uzantısı ve yansımasıdır, sevdiğimiz bizden önce yaşamış büyükleri sevmemiz de böyledir ruhlar aleminde sevdiğimiz için sevmekteyiz. Teyzenin sevgisi de uzaklarda olsa da samimi olduğu için vücut bulup karşımıza çıkmiştı. Ne de olsa gönülden gönüle yol vardır denilmiştir.
Allah aşkından ağlamaktan gözleri kör olan bir hanım Allah dostu ise gece olunca hazin ve hüzünlü bir sesle Rabbine şöyle seslenirmiş : " ey itaat edenlerin sevgilisi ! Daha ne zamana kadar itaatli kularının yüzünü toprakta saklayacaksın ? onları dirilt artık...Senin Hak olan buluşma gününde yüzleri ak olarak gelsinler . "
“Allah’ım, sen bilirsin, ben Sana karşı kusur ve günahlar işledimse de, Sana itaat ve kulluk edenleri candan ve gönülden severim. Benim bu sevgimi, Sana kulluk ve yakınlık olarak kabul eyle. “ (ibn-i Semmâk hz.) Şairin dediği gibi “ sonsuzluk kervânı, istemem azat, köleniz olmakmış gerçek hürriyet. Ölmezi bulmaksa biricik niyet. Bastığınız yerde ebedi hasat. Sonsuzluk kervânı istemem azat.
Ben gelmedim dava için
Benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim...
Müzeyyen Cihangiroğlu