Konu : Çocuk, örnek olunarak eritilir.
Gönderen :
Sabri Babadan Selam
Tarih :
9/18/2016 8:55:35 AM
Kıymetli yavrum,
Resulullah Efendimiz bir Hadis-i Şerifinde; “Her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar, onu iyi ve kötü yapan çevresidir. O çevreye hâkim olan düşünceler, yaşayış şekilleridir.” Buyuruyor. Bugün tertemiz, melek gibi çocukların doğduğu öyle aile çevreleri var ki, orada tek düşünce, madde ve onun nüanslarıdır. Para, döviz, araba, yat, kat ve siyaset dedikoduları. O ailede Kur’an’dan, hadisten, evliyâdan, İslâm büyüklerinden, güzel sanatlardan, ilimden, düşünceden, tabiat güzelliklerinden hiç bahsedilmez. Dolayısıyla o tür evlerde, yoğun bir eksi elektrik vardır. Eksi elektriğin egemen olduğu mekânlarda, insan duyamaz, düşünemez, hissedemez, idrâk edemez. Sadece sıkıntı içinde, stres içinde çırpınır durur. O nur topu gibi doğan çocuk, böyle bir çevrede içindeki güzelliği, asaleti, temizliği nereye kadar koruyabilir, mümkün mü? Gazeteler bir âlem, televizyonlar bir başka âlem. Onlarda neler olup bittiğini, siz benden iyi bilirsiniz. Bir aile fakir olabilir, çeşitli hayat zorlukları, yoksulluklar içinde yaşayabilir, ama o ailede sevgi varsa, saygı varsa, edep, incelik, zarâfet varsa, o ailenin fertleri birbirlerine karşı şefkât ve merhamet hisleriyle doluysa, yarının pırlanta insanları yetişebilir. Bir bakarsınız, o aileden pırlanta genç kızlar, asil delikanlılar cemiyete kucak kucak nur götürebilirler. Aile içindeki hava o kadar önemlidir ki.
Çocukluğumu düşünüyorum. İki mübârek insanın üzerimdeki etkileri, bir ömür boyu hiç eksilmedi. Bu güzeller güzeli insanlardan biri babaannem, diğeri annemdi. O iki insanın şahsında Allah’ı sevdim, Peygamber’i sevdim, İslâm’ı sevdim. Düşünüyorum, bazı ailelerde çok çirkin, çok kaba bir şekilde her gün din, ahlâk nutukları atılır, söve saya örnekler gösterilir, ne hikmetse, dinsiz imansız insanların çoğu, bu tür ailelerden yetişir. Çocukluğumun geçtiği evde din, iman, üzerinde çirkin şekilde tartışmalar yapılan birer durum değil, sadece yaşanan, “hâl” hâline getirilen olgulardı.
Ben edebin, edepsizlerden öğrenileceğine kesinlikle inanmam. Bu palavradan başka bir şey değildir. Lütfen edebiyat yapmayalım, birbirimizi kandırmayalım. Hiç kimse kötülüğü görerek iyiliğe, kabalığı görerek inceliğe ulaşamaz. Edep, incelik ve zarâfet, ancak edepli, hassas, kibar, ince, zarif insanlardan öğrenilebilir. Unutmayalım, “Üzüm üzüme bakarak kararır.” İnsanlar, ancak güzel örnekler, güzel davranışlar, güzel konuşmalar içinde yetişerek güzeli bulabilir, güzelliğe ulaşabilir. Zaman zaman bana sorarlar, “Çocuklarımıza İslâm’ı öğretmenin en güzel yolu nedir?” derler. Cevap veririm, “Kendi yaşantınız” derim.
İslâm’ın güzelliklerini kendi hayatınızda Peygamberimizi örnek alarak öyle içten, öyle ihlâslı yaşayın ki, çevrenizdeki insanlarda İslâm’a karşı bir sevgi, saygı, hayranlık uyansın. Bence İslâm’ı yaymanın, İslâm’a hizmet etmenin en güzel yöntemi budur. Bakın çevrenizdeki insanlara dikkât edin, söylemek istediklerimi benden daha güzel hissedecek, anlayacaksınız.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
|