.
Allah'ın rahmeti, bereketi inayeti hidayeti ve saadeti tüm kardeşlerimin ve değerli site mensubu kardeşlerimin üzerine olsun...
Güzel ülkemin güzel insanları kıymetli dostlar...
Aslında biraz rahatsızım fakat yazmak ve özellikle de okumak çocukluğumdan beri vazgeçemediğim ve doyamadığım bir tutkum oldu...
Allah hayır eylesin, çocukluğumda en sevdiğim şey kütüphanenin kitap kokusuyla dolu ortamında kitaplarla haşir neşir olmaktı, kendimi bambaşka diyarlarda bulurdum, kitapla görmediğim yerlere gider seyahatler eder, bazen de bir masalın en gizemli yerinde kahramanlarıyla yaşardım..
Dün ikindi vakti telefonum çaldı telefonda ki ses :
" Çok kırıldım ablam.. Çok kırıldım " diyerek mütemadiyen ağlıyordu. Telefon çok sevdiğim bir kardeşimden idi.
Neyse birazdan anlatmaya başladı " Ablam bir süredir ekonomik sıkıntılarımız var. Eşim kredi çekip araba aldı geçen sene ,bir türlü toparlanamadık. Ablamın da bankada epeyce bir birikintisi var. Kendisine telefon açtım ve bize borç vermesini rica ettim. Ablam da , eniştene sorar yarın ararım dedi. Ertesi gün aradığımda ablam " - Şimdi bankada ki parayı çekersek zarara uğrarız " diye benim isteğimi ret etti. Ablama çok üzüldüm ve kırıldım dedi.
Biraz kendisiyle konuştuk aslında yaşadığımız her vefasızlık ,en yakınımızdan bile sıkıntılı zamanımızda yardım teselli görmememiz.
" Fefirrü ilallah " Allah'a kaçın ayetini yaşatır şimdi genellikle böyle oldu insanlar malesef kendi çıkarları daha ön planda geliyor. Gördüğümüz tüm vefasızlıklar bize " Hakk dost gayrısı yok " dedirtir. Sen Allah kapısından ilahi kudret kapısından ayrılma onun hadimi olmaya çalış. Dedim ablana da kırılma onda ki hikmet dersini al ,dedim. Ablan bilmiyor ona incinme Fakir mesela bir vefa iyilik güzellik gördüğümde insanlardan " ne güzel görüşü " diye Allah adına seviniyorum. Kötülük görünce de yine seviniyorum " nefsin eli boşta kaldı bana istikametimi hatırlattı de" dedim kendisine...
Ablam ben ona geçmişte çok yardımcı oldum ,ben olsam böyle yapmazdım, dedi.
Allah'a şükrünü artır O seni duyarlı merhametli yaratmış. Efendimizin hadisinden bahsettim.
Peygamber Efendimize - binler salat ve selam üzerine olsun -Allah'ın faziletleri ne ile artırdığını sual ederler, O da şöyle tarif eder:
" - Sana karşı cahilane davranana, yumuşak ve sabırlı olursun. Sana zulmedeni bağışlarsın. Sana vermeyene sen verirsin. Senden alakasını kesenle sen ilgilenirsin." buyurdular...
Sen yine ona yardım et dua et dedim. O yine ağlıyordu ,içim rahat etmedi, Sonra kendisine watsaptan bir kaç satır yazıp gönderdim:
" - Canım kardeşim...Güzel insan sen nefsini her daim geliştirip üst düzeye çıkarma arıtma derdindesin. Buna müptela olmuş dert edinmişsin. Annenin hizmetini sadakatla yapıyorsun...Ablan ise senden alt bir nefisteyse, O bir kitap okumuyor sohbet ortamında bulunmuyor , böyle düşünmesi gayet doğal ,çünkü çıkarları ön planda ...Ondan bulunduğu halden daha yüksek bir fedakarlık beklersen üzülürüz o bilmiyor. Bu olaylardan almamız gereken ders " Allah'a kaçın " Ayetine bize götürmesidir.
Dünyada en mutlu insan kendisine Allah'a itaat nasip edilen ve her işini Onun namına yapan insandır. Rabbimiz Ona rağbetimizi artırsın Cemaline çevirsin yüzümüzü itaatimizi artırsın gerisi laf-ı güzaf kı'lü kal üzülme canım kardeşim ağlam artık. Her şeye manevi açıdan bakmak lazım kırılmamak için, kırılırsak bundan en çok biz zarar görürüz. Allah seni sevdiği için o faiz parasını almanı istemiyordur ALLAH'a emanet ol...
Cevap :
Doğru söylüyorsun ablam inşaAllah Rabbimin benim için böyle düşündüğü bir kulumdur. İşte o zaman benden zengini benden mutlusu olamaz her şeyin üstesinden gelirim...
Tasavvuf yolu incitmemekle başlar incinmemekle devam eder. Hakk dostları biz kimseye kırılmayalım,küsmeyelim , kırk bir kasede su dururmu ?
Kırık bir kalpte de ALLAH Muhabbeti ALLAH durmaz demişlerdir.
Kimseden kırılma Hakk'a bırak, derviş bulunduğu mecliste insanlara huzur bahşeden, kendisine müracaat edildiğinde ,huzur bulunan bir kişi olmalıdır.
Daima mahfiyet üzere bulunmalı en azından mütevazi olmalıdır. Zahiri Halk'la batıni Hakk'ladır. Kimseyi incitmemeli ,kimseden de incinmemelidir.
Dervişlik yolu kırılmamak yoludur. Derviş bütün nakdini kalbiyle görür.
Kalp kırılırsa içinde bir nesne durmaz, dışarı akar kaybolur gider. Ol sebepten dervişin gönlü incinirse incitmekten daha beter bir belaya düçar olur.
Sermayesi olan muhabbet mayisi kalbinden akıp gider, yani manen iflas eder.
Sana lazım olan incinmeyecek bir kalbe ve hale sahip olmandır. Bu ancak aşkın kemale ermesiyle mümkün olur. Zira aşıkta vücut kalmaz. Vücut kalmayınca zahirde kalıbı ,zahirde kalbi olmayınca da kırılacak bir nesne kalır mı ki ?
bu sırrı sübhanidir ki , insan buna ermeyince de aşıklıktan bahsetmesi hayalden ibarettir..
( Fatih Çıtlak / Kırk Mektup kitabından )
Rabbim cümlemize Aşk yolunda olmayı ve incinmemeyi nasip eylesin...
Yeter ki sıdk ile bu yolda olalım elimiz boşta kalmaz. Allah'ı samimiyetle isteyenin sahibi ALLAH'tır..
Bin zulme uğrasan da bir zulüm yapma...Çocuk elmayı görmeden kokulu soğanı bırakmaz...Balığa denizden başkası azaptır...( Hazret-i Mevlana9
Gezdim urum ile şamu
Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım
Şöyle garip bencileyin...
Vesselâm
Müzeyyen Cihangiroğlu