Kıymetli büyüğüm Sabri amcacığım,

Dr.Haluk Nurbaki hocanın kitabından okuduklarımı sizinle de paylaşmak istedim. Kitapta kalbin manevi yolda beyinden daha önemli olduğunu güzel bir şekilde açıklıyor.

"Allah kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş ve gözlerine bir perde indirmiştir ve bunların hakkı azim bir azaptır."

ayetinden yola çıkarak konuyu şöyle açıklamaktadır.

"Çağımızda kalbi bir et yığını sananlar ve mekanik kalpten ömürlerine medet bekleyenenler gafletle çırpınadursunlar. Evrene ait mesajların menbaı Kur'an-ı Azim, bu ayette insanı en derin yerinden , en öz noktasından tarif ediyor.

Neden insanlar bu yüce Kur'an'ın mucizesi karşısında imana koşmuyorlar, onların akılları yok mu?

İşte bu ayet çok yerinde olan bu soruyu yanıtlıyor:

-Belki onların aklı var, fakat kalplari yok."

Ve kitapta kalbin işlevleri hakkında bilgi veriliyor. Diyelim ki ders çalışmaya başladınız, kalp hemen kendisinin bir uzantısı olan hafıza merkezindeki damarları genişletecektir. İstirahat halinde olan midenizin damarları daralacaktır. Koşmaya başladınız, hemen kalp dakikadaki atış sayısını artıracaktır. Hala siz bunlardan habersiz olarak, kalbinizi göğüs boşluğunda bir et parçası sanabilir misiniz? deniliyor kitapta.

Vücutta tüm organlar tek bir sinir teli ile beyne bağlanıp yönetilirken, kalbe ise bütün organlar ayrı ayrı sinirlerle bağlıdır.

Sevdiği ile başbaşa konuşan iki kimse açlık duymaz, ağrılarını hissetmez. Bir kahramanlık olayını izlerken gözleriniz yaşarır. Bütün bu mana hikmetlerinde beynin rolü tespit edilemedi. Aksine bu olaylar sırasında kalp nahiyenizde bir şeyler hissedersiniz. Ayrılıklarda kalp bölgeniz cendere ile sıkılır. Sevgide, göğsünüzde bir sıcaklık hissedersiniz.

Yüce yaradanımız bizi dünyaya gönderirken iki önemli aletle teçhiz etmiş, donatmıştır. Bunların ilki beyin kompitürlerindeki bilgileri yorumlayan akıldır. İkincisi ise doğrudan bilgi üreten ve onu idrak eden kalbimizdir. Beyinle yanlız bilgileri yorumlayabildiğimiz halde, kalbimizle bilgi üretip idrak edebiliriz. Buna kısaca duygu diyoruz.

Allah'ın akıl ile kavranması mümkün değildir, akıl beş duyunun kaydettiği bilgilerle yargıya varır. Allah'ın zıttı ve benzeri olmadığından akıl Onu kavrayamaz. Ancak kalp Onu sezer. Bu yüzden Kur-an doğrudan kalbe hitap eder ve Onu ancak kalp anlar.

Ve kitapta son olarak kalbin en mütiş yeteneğinden bahsediliyor. O da SEVGİ. Sevgi kalbin amacıdır. Sevgi ile dolu kalpler 150.000km'lik damar şebekesi ile vücuda kan dağıtırken daha güçlüdür, nefret dolu kalpler spazmlı damarlarla hem kendini hemde hayat verdiği hücreleri mahfeder. Sevgi ilahi bir tecelli sırrıdır ve ancak yaradanına imanlı kalplerde doğan kutsal bir duygudur.

Allah evrenin göz bebeği olarak yarattığı insana kendi sırrından kalp mucizesini vermiş ve muhteşem imzasını insan kalbine atmıştır. Kalbin sol orikulası üzerinde kur'an harfleriyle ALLAH yazılıdır."

Sanılanın aksine kalp mana yolunda beyinden çok daha önemlidir. Sabri amca biz kalbimize yönelebilmek için neler yapmalıyız sizce? Ellerinizden öperim Sabri amcacığım, sizi çok seviyorum. Hayır dualarınız bizler için çok önemli. Bizim de dualarımız sizinle. İnşallah tüm günleriniz büyük güzellikler içinde geçer. Selam,sevgi ve saygılarımla...

Merve Uyar

--------------------------------------------------------------------------------

Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :

Sayın Merve Uyar,

Kıymetli yavrum, kalbin hakkını verebilme, ona yaklaşabilmek, onun istediği hayatı sürdürebilmek için önce mana yoluna girmeye kesin kararlı olmak lazımdır. Manen ve maddeten temiz olmak, yalan söylememek, çalışkan olmak, havaiyatla meşgul olmamak, önmüzdeki işi en iyi yapmaya çalışmak, mütevazi olmak, edepli olmak, kibar, ince ve zarif olmak, sabır ve şükür içinde yaşamak, kanaatkar olmak, kimseyle dargın, küskün, kırgın olmamak, kin, nefret, intikam duygularını aklımızın ucuna bile getirmemek, yeryüzündeki bütün insanları, hayvanları, bitkileri, eşya ve cemadatı Muhammedi bir aşkla kucaklamak. Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden diyebilmek. Bunları yaptığımız zaman yavrum, kalbin sınırları içine girmiş oluruz. O zaman iki dünya saadetini tadarız.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.