Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Tekamülün yolu ıstıraptan geçiyor.
Gönderen : Hülya
Tarih : 9/27/2016 7:51:12 PM


.


Efendim merhaba,


Sizin rahmetli eşiniz için yaptığınız anma töreninde yanınızda olmak çok istedim ama kismet değilmiş. Allah nur içinde yatırsın mekanı cenet olsun. Biz de çok yakın zamanda 11 şubatta kardeşimin ölüm yıl dönümünü yaşadık. İnanın insana o gün yaklaştıkça sanki ona kavuşacakmış gibi geliyor ama malesef mezarını ziyaret edip ondan her defasında helalık istiyorum. Hatam olmuşsa ona karşı inşalah beni affeder diye yalvarıyorum. İnanın bu acıyla tanıştığımda 22 yaşında idim. 25 yaşımda ise onu kaybettik. o yaşlar deli dolu olmam gerekirken ailemin bütün yükünü omuzladım annem ve babam için daha zor bir dönemdi. Ondan sonra hiç bir zaman tam anlamıyla yaşadım sayılmaz. Her zaman her dakika bizle ama malesef dışardaki insanlar bu durumunuzu hep eleştiriyor. O yaşda yaşanan acının bizim üzerimizdeki baskısını anlatmam çok zor. Allah beterinden korusun. Yaşadıkca insan her şeyi görüyor. Allah bütün ölmüşlerimize gani gani rahmet etsin ve Peygamberimizin şefaatına nail etsin inşallah.Sizi sevgi ve saygı ile kucaklıyorum ellerinizden öpüyorum. Kendinize iyi bakın lütfen


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :






Sayın Hülya Hanım,


Kıymetli yavrum, Rana Hanım için gösterdiğin duyarlığa çok teşekkür ederim. Ona da, kardeşine de Allah rahmet eylesin. Peygamberin şefaati üzerlerine olsun.


Kıymetli yavrum, hayat bir zevk, eğlence, keyif yeri değildir. Hiçbirimiz bu dünyaya gülelim, eğlenelim, zevk sefa edelim diye gelmedik. Hepimizin ayrı ayrı bir varoluş nedenimiz var. Hepimiz bir görevle yükümlüyüz. Tekamül etmek, ilerlemek, kalbimizi ve kafamızı temizleyip arı, duru bir hale getirmek, çevremize imkanlarımız oranında faydalı olmak asli görevimiz. Tekamül yolunda yetişebilmemiz için birtakım engeller çıkıyor. Bunlar yerine göre para sıkıntısı, hastalık, işsizlik, yanlış anlaşılma, iftiraya uğrama gibi birtakım durumlar. Bunların karşımıza çıkmasının birtek sebebi var. O da bizim tekamülümüz. Diyeceksiniz ki başka türlü tekamül olmuyor mu? Bana göre olmuyor yavrum. Kitap okumakla, fakülteler bitirmekle, birtakım akademik ünvanlara sahip olmakla insan, insan olamıyor, hazret-i insan makamına yükselemiyor. Anadolu’da çok söylenen bir söz vardır. Hikayesini hepiniz bilirsiniz. Yavrum, ben sana paşa olamazsın demedim, adam olamazsın dedim sözü ne kadar anlamlıdır. Bunun üzerinde hepimizin uzun, uzun düşünmesi gerekir.


Rahmetli babaannemin olgun, kamil, yetişmiş, tekamül etmiş insanları anlatmak için kullandığı bir söz vardı: “Yavrum, derdi, o büyük adam, olgun adam. O kırk puşttan kırk muşta yemiş adam” derdi.


Hayat böyle yavrum. Bizler de acılar, ıstıraplar, sıkıntılar, çileler içinde yuğrularak iyilik yolunda, güzellik yolunda, doğruluk yolunda yetişmeye çalışacağız. Adam olmaya çalışacağız. Belli bir ekonomik düzeyde olmak, belli bir sosyal statüyü kazanmak mana yolunda fazla birşey ifade etmez.


Sana yürüdüğün asil, temiz ve güzel yolda üstün başarılar diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Allah Ondan ve Hakka Göçen Yakın Dostlarından Razı Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]