.
Selâm ve dua ile kıymetli kardeşlerim...
Yaşadığımız hayata , baktığımızda çoğu kez takdiri ilâhinin kabzı , rabtı altında nice tevafuklar yaşarız...
Etrafımızda cerayan eden vuku bulan hadiseleri , zuhur eden ,cilveyi Rabbani şeyleri de Yaratan takdir eden ALLAH' (C.C) dır...Fakirin de beraber Arapça kursuna gittiğimiz arkadaş ,arabasıyla Yunus elinden geliyor, oğlunun ismi Yunus Emre , yoldan , Fakiri de alarak beraber başka bir semte gidiyoruz...Yunus Emre' de bazen bizimle yolculuk ediyor...Arapça misafir yolcu demek hayat bir yolculuk ve yolculuk ettiğimiz insanlar önemli...
Onların devirlerinde yaşamamış onları tanıma bahtiyarlığına erememiş olsak da , hayatlarını kendimize rehber , örnek alabiliriz. sözleri tavırları, hayat felsefeleriyle her anımızı yoğurup , yollarına hadim olabiliriz...
Arkadaş gelemediğinde ise otobüsle, metroyla gidiyor hayatın akışını insanları gözlemliyorum... bazen de yaptıkları davranışlara karakterlerine bakarak Nice dersler çıkarıyor nice şeye gülümsüyorurum...
Aslında bazı zamanlar da yürüyerek gittiğimde oldu. Yürüyerek gitmeyi daha çok seviyorum, şu an ayağımda rahatsızlık oluştu evdekiler yasakladılar... Yürürken arka yoldan çıkıyorum, çiçekleri böcekleri doğayı severek ilerliyorum. Biraz ilerleyince de , mezarlık tarafından önce gafletle de olsa rabıta-ı mevt köşeyi doğru dönerken bir mezar taşı dikkatimi çekiyor. Soyadı " ŞaşmazEr " diye yazıyor, ne güzel bir soyadı diyorum...
Ayağını ve gönlünü rıza eşiğine koyup o kapıda " şaşmazer " olmak. Dünyanın cazibelerine gönül çelen güzelliklerine gözünü kapatıp ,aldırmadan hedefe sımsıkı kilitlenip " bana SENİ gerek SENi " diyerek o derya da yol almak ...
ŞaşmazER olmak ;
Hırs ve ihtirasların kasırgasına düşmeden tuttuğuna bulduğuna her geçen gün daha çok yapışarak, geçici ve fani şeylere rağbet etmeyerek " İLLA HU..! " diyerek O'ndan başka hiçbir şeye ses ve görüntü vermeyerek Hakk'tan hiç şaşmayarak yaşamak...
ŞaşmazER olmak ;
Bu yolda ne kınayanın kınamasına ; ne anlamayanın anlamamasına karşı kör , sağır olarak dilsiz olarak o yolda bulunmak , yolda buluna gör alırlar seni...ümidiyle düşsekte, kalksakta menzili terketmemek irademizi sonuna kadar kullanıp sonra Cenab-ı Hakkın irade-i külliyesine teslim ve tabi olup hikmete ram olmak...
Şeytanın ve nefsin tasarruf ve tasallutuna karşı ALLAH'a sığınarak şeytanin kıskacina takilmadan dünyanın fani şeylerinde kaybolmadan , dimdik şaşmazER olmak... O ne güzel kuldu diye başka şeylere iltifat etmeyerek, O rızayı almaya matuf hayatını ömrünü vakfetmek...
Böyle düşünüp giderken ;
Ve mezar taşı da bir ayet fısıldar kulağıma " Nice Peygamberler var ki, onlarla birlikte pek çok ALLAH erleri savaştılar. Allah yolunda başlarına gelenlerden ötürü, gevşemediler,yılmadılar ( zaaf göstermediler)boyun eğmediler . Allah, sabredenleri sever..(Al-i İmran / 146)
" Bu yüzden Allah onlara dünya nimetini ve ahiret nimetinin de güzelini verdi.Allah işini güzel yapanları sever. " ( Al-i imran /148)
Hazret-i Mevlanamız :
" Bütün sıkıntılar arzu edilen şeylerin erişilmez olmasından ileri gelir. Arzularını terk edersen ızdırap ta çekmezsin" buyururlar.
Dünyevi heva heves ve arzular insanı hem mutsuz eder. hem Hakk yoluna perde olarak kalbinde Aşka imana yer bırakmaz... ŞaşmzER olmak ne kelime düz yolda şaşar kalırsın ,bunlar halisane kul olmaya da en büyük engeldir....Allah ise hırslarımızı, değil ihtiyacımız olan şeyleri bize gönderir.
Geç Yunus endişeden,
Gerekse bu bişeden
Ere AŞK gerek evvel
Ondan dervişe benzer...
Yunus endişelerden geç, ilahi takdirin raptı altındasın, Allah kulunu bırakmaz ihtiyaçlarını bilen Allah onları sana gönderir.Seni Allah yolundan alıkoyan bütün her şeyden geç dünyayı ve ahireti dahi Hakk'la arana perde yapma.Sana öncelikle gereken Hakk aşkıdır. bu aşk için çalış onu elde etmek için ömrünü o yolda vakfet...O aşık bulmadan ham insansın ancak onu bulup ona erince tam insan olusun . Ve böylece Hakk'ın rızasına cemaline ,erer tecellileriyle O güzelliği müşahade ederek dünyada cenneti bulur Hayy esmasıyla yeniden ölümsüzlüğe doğarsın...
Yunus Senin sözlerin manadır bilenlere,
Söylenecek sözlerin devr-i zaman içinde...
Vesselâm
Müzeyyen Cihangiroğlu