.
İnsan ancak azla yetinip, daha çoğunu istemezse, o insanda güzelliği algılayabilme yeteneği ortaya çıkar. Bu duygu içe sindirilmeden, sade, basit, sessiz, mütevazı, kendi halinde olmadan güzellik yaşanamaz. Çünkü bu kendini bırakmışlık durumunda fikir artık, elde edeyim, kazanayım, daha çok, daha fazla, diye düşünmeyi bırakmıştır. İşte bu kendini bırakmışlıktan gelen yalınlık, azla yetinme, güzeli fark edebilme, güzeli yaratma ruh durumunun içinde olmamıza yol açar.
Ama sevgi olmazsa, yalın da olamazsınız, azla yetinen bir kimse de olamazsınız. Ancak sevgi olunca insan kendini bırakır, kendini bütünüyle unutur. O zaman da, işte bu güzeli fark etme, güzeli yaratma ruh durumu oluşur.
Bu iç güzellik, siz ancak, insanlara, bu dünyada var olan her şeye gerçek bir sevgi duyduğunuz, saygı duyduğunuz, hayranlık duyduğunuz zaman ortaya çıkar. Ve bu sevgiyle insan her şeye önem vermeyi, dikkatle ve sabırla her şeyi izlemeyi öğrenir. Bu duygunun kazanılması için, insanın kendini bütünüyle bırakması gereklidir. Korkusuz olmak, savunmayı bırakmak gereklidir. Ancak biz bunu azla yetinmeyi içimize sindirdiğimiz, içten içe sadeliği, yalınlığı benimseyebildiğimiz zaman başarabiliriz.
Güzellik, sonsuz iç yaşantılara açıksa ve gene de yalın kalabiliyorsa vardır. Zihni daha çok, daha fazla diye düşünmeyi bırakabilmişse vardır. Gelecekte bir şey olmak ya da bir şeye sahip olmak tutkusunu bırakabilmişse vardır.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.