.
Kendi halinde Müslüman bir tüccar bir gün kumaşlarını gemiye yükler, Endonezya'ya gidip oraya yerleşir.İşini orada devam ettirir. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine.Eleman sattığı mallardan iyi bir kâr elde etmişti. Merak etti, sordu:
-Nasıl olur? Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?
Eleman gitti, müşteriyi buldu getirdi.Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı.Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.
-Ne demekti hakkını helâl et?
Olay kısa sürede dilden dile dolaştı.Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı.Kral sordu:
-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük.Bunun aslı nedir?
-Ben Müslüman bir tüccarım.İslâm dini böyle emreder.Müşterinin bana hakkı geçmişti dolayısıyla kazancıma haram girmişti.Ben sadece bir yanlışı düzelttim.
-İslâm nedir,Müslümanlık nedir? gibi peş peşe sorular sordu.
Birer birer sorularını cevapladı.Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını.Fazla zaman geçirmeden İslam'ı kabul etti.Daha sonra kısa bir süre içinde halk da Müslüman oldu.
250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya'nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı.
Yapılan tek şey vardı sadece:
İnanmak , inandığı gibi yaşamak ve sahip olduğu güzellikleri insanlarla paylaşmak.
Sevgi ve saygılarımı sunar, ellerinizden öperim.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Kıymetli yavrum, mailinde anlattığın inanılmaz güzellikteki hikaye beni çok duygulandırdı. Yarabbi, inanç, ama samimi, temiz, yalansız, riyasız inanç ne harikulade birşey. İnancını günlük hayatında, aile hayatında, iş hayatında yaşayan insanlar ne güzel insanlar. Onlara sevgi, saygı ve hayranlık duymamak mümkün mü? İnşallah bu anlattığın hikayenin nicelerini güzel yurdumuzda görmek bizlere de nasip olur. Allah büyüktür. Yarınların neler getireceği hiç belli olmaz.
Kıymetli yavrum, öyle güzel, öyle dolu nice nice maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.