.
NASREDDİN HOCA HER SÖZÜ İBRET DOLU BİR MANEVİ MÜRŞİT İDİ...
Nasreddin Hoca’nın bütün hikâyelerinde yeryüzündeki bütün insanların faydalanacağı, ders alacağı ne güzel mesajlar vardır. İsterseniz bir tek hikâyesini anlatarak onun ne büyük, ne güzel bir eğitici, öğretici, mürşit olduğunu anlayabiliriz. Bir gün Nasreddin Hoca uyanır. Hanımı der ki: “Hoca, gece yağmur yağdı, çatı aktı. Bir zahmet çatıya çık da tamir et.” Hoca, “Peki, hanım.” der, çatıya çıkar, tamire başlar. O sırada kapı çalınır. Nasreddin Hoca çatıdan bakar, kapıda bir adam duruyor. “Hayrola,” der, “ne istiyorsun?” Adam, “Hocam,” der, “ben fakirim. Çaresizim. Bana lütfen yardım et.” Hoca, “Biraz bekle,” der, “iniyorum.” Damdan üçüncü kata, oradan ikinci kata, oradan birinci kata iner, kapıyı açar. “Hoşgeldin kardeşim” der, adamı elinden tutar, ikinci kata, oradan üçüncü kata, oradan çatıya çıkarır, sonra “Allah versin.” der. Şimdi olaya biraz tasavvuf açısından bakalım. Evet, asırlarca insanlar bu hikâyeyi birbirlerine anlatmışlar sonra gülmüşlerdir. Efendim, Nasreddin Hoca’nın çatıda olması onun mânevi bakımdan çok ileri düzeyde bir mürşit olduğunu gösterir. Kapıyı çalan, yardım isteyen aslında mânen ilerlemek isteyen bir öğrencinin simgesidir. Nasreddin Hoca, burada çok büyük bir edep, saygı ve incelik gösterir. Katları inip kapıya gitmesi ve açması onun talebenin düzeyine inmesi demektir. Bu, insan eğitiminin en önemli bir ilkesidir. Hoca, talebenin düzeyine inecek, ona o düzeyden seslenecektir. Aksi takdirde söyleyeceklerinin hiçbir faydası olmaz. Kerrat cetvelini bilmeyen bir insana yüksek matematikten bahsetmek biraz gülünç olmaz mı? Nasreddin Hoca, talebesinin elinden tutuyor, sonra onu mânâ âleminin bütün katmanlarında hazmettirerek dolaştırıyor, sonra en yüce katmana çıkararak “Allah versin evlâdım.” diyor. Yani, sen artık yetiştin, olgunlaştın, kemâle erdin, mürşitlik yapabilecek düzeye geldin. Bundan sonra insanların arasına katılacak, onların ellerinden tutarak yol göstereceksin. Onlara huzurun, mutluluğun, güzelliğin, edebin, asaletin kapılarını açacaksın.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
HEPSİNİN AZİZ RUHLARINA FATİHALARLA