Efendim bu sabah internet aracılığı ile Tv de Pazar sohbetinizi dinleme imkanını buldum. Böyle zamanlarda teknolojiyi çok seviyorum. Değindiğiniz konu, aile içindeki anlaşma, anlaşamama, karşılıklı hoşgörü, saygı, iyiniyet ve davranışlar ne denli önemli idi..Bana küçük bir hikayeyi anımsattılar. Böyle hikayeler bazen gerçekleri nasıl da en yalın haliyle ortaya koyarlar.
Bir adamcağız çok kısa süre arayla, önce oğlunu sonra kızını evlendirmis. Tabi epeyce yorucu ve stresli günler geçirmis. Neyse aradan bir süre geçmiş birgün yolda girderken bir arkadaşına rastlamıs. Arkadaşı merak ve heyecanla sormuş: “Dostum nasılsın, nasıl gidiyor çocukların ayrılıklarına alıştın mı?. Nasıl damadından gelininden memnun musun, çocukların durumu nedir?” diye.
Adamcağızın gözleri sevinçle parlamış. Başlamış anlatmaya… “Ah dostum”, demis. “Allah öyle iyi bir damat verdi ki sorma.. Kızım çok çok mesut. Kocası gözünün içine bakıyor. Elini soğuk sudan sıcak suya sokmuyor. Eve hemen bir hizmetçi tuttular bütün işleri o yapıyor. Kocası çok uyumlu yemek seçmiyor, ne olsa yiyor. Hatta ogün canı istemez de pişirmezse bişeyi hemen dışardan hazır ısmarlıyorlar. Kocasının eli bir bol ki sorma. Hergün gitmeden parasını yatağın başucuna bırakırmış, uyandırmaya kıyamıyor karısını. Öylece çekip gidermiş. Kızım canı ne isterse alıyor, istediği gibi yaşıyor, geziyor kocası hıç karışmıyor.
Arkadaşı şaşırmış “Anladım demiş Allah mutluluklarını daim etsin peki oğlandan ne haber?” Adamın yüzünü bir hüzündür kaplamış “Ah birder hıç sorma “demis… “Bir çadaloz geline çattık ki… Kız hiç bir iş yapmıyor evde. Bir çöpü bile düştüğü yerden kaldırmıyor. Hemen hizmetçi isterim diye tutturmuş. Yemek yapmayı da bilmiyor, yaptıkları zaten yenmiyor, Bir de öğlum yorgun argın gelince ara telefonla hazır ısmarla beğenmiyorsan dermiş utanmadan.. Oğlumun bütün kazançını alışverişte tüketiyor. Sabah kocasını uğurlamak için bile uyanmıyor. Kahvaltı hazırlamıyor. Ah sorma oğlumun durumu içler açısı yani… Allah yardım etsin napıcaz bilmiyorum.”….
Işte böyle yanlış yada doğru, iyi ya da kötü diye yorumladıklarımız ne kadar kişisel değil mi? İki ailenin yaşadıkları aynı olmasına rağmen iyi olan, bizim durduğumuz yere ve yöne göre değişiyor bu hikayede… Peki gerçek iyi ve doğru nerde … O bu hikayeye hiç uğramamış …
Işte yaşamda pek çok olay böyle sübjektif bakış açıları ile gerçek anlamını ve değerini yitiriyor. Mesaj ne denli açık değil mı ? Bize yapılmasını istemediğımızı yapmayacağız karşımızdakilere… Kendimizi onların yerine koyup düşüneçeğiz… Farzedin ki bir hata yaptı karşıdaki, olur a insanlık… Düşüneceğiz hatalı olan biz olsak nasıl bir anlayış, nasıl bir davranış beklerdik ondan… öyle davranacağız !... öyle karşılık vereceğiz!...
İnsan insanın aynaşı aslında. Ne verirsen onu alıyorsun. Nasıl görünürsen öyle görüyorsun. Ne taraftan yaklaşırsan o da sana o açıdan yaklaşıyor, elini uzatırsan o da uzatıyor, dokunursan o da dokunuyor parmak uçlarına…
O zaman uzatalım ellerimizi karşımızdakilere……
Aslında bu sabah sizden dinlediklerimizden sonra, o güzel üslubunuz ve sesinizle anlattıklarınızdan sonra bizlere pek de söyleyecek birşey kalmamıştı. Ancak nacizane bu hikayeyi paylaşayım dedim affınıza sığınarak.
Saygı ve hürmet ile ellerinizden öperim, Tüm gönül dostlarına sonsuz saygı ve selamlar.
Ozden CICEK
Creative & Decorative Painting
Dubai
www.ozdencicek.com
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sevmek devam eden en güzel huyum Yazan Özden Çiçek
Cvp: Sevmek devam eden en güzel huyum Yazan Sabri Tandoğan