İtidal çizgisini, ben medeniyetin, efendiliğin, edebin, saygının, güzelliğin ilk harfi olarak görüyorum. Çünkü, insanlık kültür tarihi baştan itibaren incelenecek olursa, hep insanların başına ne geldiyse, ifrata veya tefrite gitmeleri yüzünden geldiğini görürüz. Hayatın bir genel çizgisi var, işleyiş kanunları var. Tek başımıza onları değiştiremeyiz. Altında kalır, eziliriz.
Yıllar önceydi. Olimpiyat müsabakaları yapılıyordu. Televizyonlar müsabakaları günü gününe yayınlıyorlardı. Sıra haltere gelmişti. O günün Bulgar şampiyonu Vasilevski önce Bulgaristan, sonra Avrupa, sonra da olimpiyat rekorunu kırdı. Hakem, yaşlı, tecrübeli bir zattı. Vasilevski’ye döndü. “Bırakalım mı artık?” dedi. Vasilevski, kırdığı rekorların sarhoşluğu içinde; “Hayır,” dedi, “devam edelim.” Bu sefer hakem çok az bir rakam ilâve edilmesinde Vasilevski’yi güçlükle ikna etti. Bulgar şampiyonu itiraz etti. Mütemadiyen; “Daha” diyordu. “Daha çok koyalım. Ben onu da kaldırırım. Ben güçlüyüm.” Hakem çok güçlükle Vasilevski’yi durdurdu. “Gel,” dedi, “çok azdan başlayalım, yavaş yavaş çıkalım.” Biraz sonra o çok az ilâve edilen rakamla Vasilevski halterin başına geçti. Önce zorlandı, zorlandı, sonra birden yıkılıverdi. Bir türlü o koca halterci yerinden kalkamıyordu. O konulan küçücük bir ağırlık Vasilevski’yi perişan etmeye kâfi gelmişti. Hayat böyle efendim. Hepimizin kaldıracağımız bir yük var. Taşıyacağımız bir ağırlık var. Haddimizi bilelim. Efendiliğimizi bilelim. Ölçümüzün dışına çıkmayalım. Güzel başlayalım, güzel bitirelim. Ömer Hayyam bir şiirinde;
“Sevginle gireceğim toprağa,
Sevginle çıkacağım topraktan”
diyor. Bizler de hayatımızı nezih, temiz, efendice yaşayalım, iman içinde çene kapayalım ki, sonumuz da hayırlı gelsin. Allah bunu bize de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de nasip etsin.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.