Merhaba Efendim
18 Mart 2007 Çanakkale zaferinin 92. yıldönümü. Dünya tarihinin en büyük ve en kanlı savaşlardan biri olan Çanakkkale savaşlarında 253 000 savaş esnasında ,150 000 kadar da hastanelerde olmak üzere toplam 400 000' in üzerinde şehit vermişizdir.Türk ordusu bütün dünyayı dize getirerek sonsuza kadar unutulmayacak bir destan yazmıştır.Her vatandaşımızın mutlaka görmesi gereken savaş alanlarında insanın tüylerinin ürpermemesi mümkün değildir. Siperler arasındaki mesafe bazı yerlerde 7 - 8 metredir.Bir metre kareye altı bin merminin düştüğü savaşta havada çarpışıp birleşen mermiler vardır.Bugün toprağı biraz kazdığınız zaman hala kemikler çıkmaktadır. Dedelerimiz oraya savaşmaya değil ölmeye gitmişlerdir ve bizler için canlarını seve seve vermişlerdir.Bizim görevimiz bu bilinçle ülkemiz için çalışmak ve çocuklarımıza bu değerleri aktarmaktır.
Turgut Özal’ın Başbakan, Vehbi Dinçerler’in Milli Eğitim Bakanı olduğu zamanda Türkiye'ye Japonya'dan bir eğitim heyeti gelir. Bu heyet, Türkiye’de incelemeler yapacak, çeşitli temaslarda bulunacak ve neticeyi yetkililere aktaracaklardır.
Japon heyeti, yurdumuzun bazı bölgelerinde gerekli incelemelerini yaparlar. Sonra Bakanlıkta toplanırlar. Heyetin tespiti ilginçtir:
“Sizin çocuklarınızda milli şuur yok”
Bizimkiler şaşırır,
“Bizim çocukların damarlarındaki kan milli duygumuzun kaynağıdır.” derler, fakat yine de fazla ses çıkarmazlar. Ne de olsa Japon heyeti misafirdir!..
Bizimkiler sorar, “Sizin gençlerinizde milli şuur var mıdır? Neler yapılması gerekir?”
Japon uzmanlar anlatmaya başlar: “Çocuklarımız daha ilkokula başlamadan biz onlara şok testler uygularız. Mesela uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız. Çok katlı yollardan geçen tren onları şöyle bir sarsar. Çocuklarımız teknolojinin bu baş döndürücü neticesini görerek şok olurlar. Bu şoktan sonra onları Hiroşima'ya götürürüz. Bölgeyi aynen koruyoruz. Bombalanmış bu bölge hakkında bilgilendirir, hiçbir bitkinin yeşermediğini gösteririz. Ve deriz ki, “Eğer sizler çalışmaz, sizden öncekileri geçmezseniz, vatanınız işte böyle düşmanlar tarafından bombalanır. Hiçbir canlının yaşamayacağı biçimde size bırakıp giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni vasıtalar yaparsınız. Gerisi sizin bileceğiniz iş.” Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar. Türkiye'de birçok teknik elemanlarımız bulunmaktadır. Bunların herhangi birine bu konuyu sorabilirsiniz.
Bizimkiler, “Peki Türkiye için tespitiniz var mı? Gözlemleriniz nedir?” diye sorarlar.Japonlar : “Elbette var” derler. “Bizimkinden çok daha önemli. Çanakkale Savaşları'nın olduğu bölge. Bu bölge gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile. Türkler en son teknolojiye ve donanıma meydan okuyarak galip çıkıyorlar, imkansızı başarıyorlar. İnancın her zaman galip geleceğini ispat ediyorlar.Üstelik karşılarında tek bir düşman değil, dünyanın en büyük güçleri var.”
Bu örnekten alacağımız çok dersler vardır.Devletimiz, gelecek nesillerimizin milli şuura sahip olmaları için eğitim sahasında daha titiz hareket etmelidir. İlköğretimden başlamak üzere her eğitim yılında öğrencilerimizin Çanakkale’ye gitmeleri sağlanmalıdır. Bunun için okullara ödenek ayırıp bu iş için düzenli programlar hazırlanmalıdır. Çanakkale’ye gitmeyen, görmeyen ve bu destanı öğrenmeyen öğrenci kalmamalıdır. Aileler de çocuklarıyla birlikte hiç olmazsa bir sene tatil için Çanakkale'ye gitmelidir.
Sayın Genelkurmay Başkanımızın dediği gibi Cumhuriyet tarihimizin en büyük tehditi altında olduğumuz bir dönemde yeni bir bağımsızlık savaşına daha ihtiyacımız olabilir.Bunun ruhu Çanakkale'dedir.
Sevgi ve saygılarımla
Oğuz Gürkan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Çanakkale mucizesi Yazan Oğuz Gürkan
Cvp: Çanakkale mucizesi Yazan Sabri Tandoğan