Mevlit kandilimiz vatanımıza milletimize hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın Müslüman kardeşlerimize BİRlik , dirlik, bereket hayır ve saadetler getirsin... Müslümanlara zulmeden zalimlerin kendi üzerlerine dönsün yaptıkları akıl almaz zülüm ve vahşetler...
Tüm gönül dostlarının ve sitede hizmet eden kardeşlerimizin kandili mübarek olsun Efendim...
Bizleri islâmla, iman nimetiyle şerefyâb eyleyen Yüce Rabbimize hesapsız Hamdolsun şükür, olsun...
Her şeyden önce yaratılan Efendimiz !in nuru hürmetine zahirimiz, batınımız cümle eczayı vücudumuz pürnur olsun..
En güzel en bereketli Selâmlar kardeşlerimin üzerine olsun...
Bu gün on bir nisan Sevgili Peygamberimizin alemleri şereflendirdiği Müjdeli bir gün...
Rabbim bizlere de, sahabenin Onu sevmesi gibi bir sevgiyle lütufta bulunup rızıklandırsın... Onun ahlâkını bizden izhar eylesin....!
Peygamberi-sallallahu âleyh-i vesellem- sevmek deyince aklıma ilk gelenlerden birisi de Sevban (R:A) isminde bir sahabe :
Nasıl bir sevişle sevmişti ki onu adeta , AŞK zinciriyle bağlanmıştı Ona ; her kemalin bir zevali vardı biliyordu ve bir gün Ondan ayrılır ahirette O'nu göremezsem diye matem tutar olmuştu hassas rakik ipeksi yüreği...
Yine ayrılık ateşiyle yandığı bir gün Peygamberimizin yüce huzuruna geldi.
Onu mahzun gören Efendimiz Sual etti : "-Neyin var ? " diye.
O da dertli sinesinden ,ah eden yaralı gönlünden hicranla , diline süzüldü içinde herkesten sakladıkları :
" Ey Allah'ın Rasulü ...! Seni canımdan da,evlatlarımdan da, sahip olduklarımdan da dünyada ki her şey den daha çok seviyorum...Evdeyken Seni hatırlayınca, evde duramıyor, gelip O mübarek yüzüne bakıyorum... açsam doyuyor, susuzsam ab-ı hayata kavuşuyorum vechinize bakınca ...! Doyuncaya kadar edepten bakamasam da ! Her nerede olsam Seni özlüyorum...Bir an Seni görmesem yapamıyorum...ama sizi ve kendimi düşününce siz cennetin en yükseğinde ,yüce makamlarda Peygamberlerle birlikte olacaksınız, Ben cennete girecek olsam bile sizin derecenizde olmadığım için sizi göremeyeceğim. Üzülüyorum ...! Ey Allah'ın Rasulü, bilseniz buna ne kadar üzülüyorum...! İşte buna kahroluyorum bu ayrılık beni uyutmuyor !dedi. Efendimiz (S:AV) mahsun oldu ve başını önüne eğdi sustu bir şey söyleyemedi.
Az sonra Cebrail (A:S) geldi. Bir müjde getirdi ümmetine.
" Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği Peygamberler, sıddıklar, şehitler, ve salihlerle beraberdir. Onlar ne güzel arkadaştır..." (Nisa/69)
Sahabe Efendilerimiz Peygamberimizi O kadar çok seviyordu ki ,Onu bir gören bir daha görme arzusuyla yanıp tutuşuyordu. Yanına gelince de edepten yüzüne bile bakamıyorlardı.
Hz. Mevlânâmıza şöyle bir söz nispet edilir :
"Birisinin kalbinde taht kurmak, sevgisini kazanmak istiyorsanız, öylesine sevmelisiniz ki, benliğinizi bırakıp adeta O olmalısınız . " diye yorumlar muhabbeti.
Sevgi en büyük ikramdır onu da doğru yerlere kullanmak gerekir. İnsan fıtratına benzeyeni ruhunun ünsiyet ettiği kişileri sever. Aslında Onun ayinesinde de sevdiği kendi hakikatının yansımasıdır O yansımayı ve kendini sever farkında olmadan... Sevgi de bir ayinedir iyi ve güzelleri seven Onlara benzeme gayretindedir tüm çabalarını bu yolda harcar... Bedenen başkalarıyla yaşasa da ruhen onlarla yaşar.
" Dünyayı elde etmek bir marifet ve hüner değildir. asıl hüner ve marifet gönül elde etmektir." buyurmuş ERENLER...
Arayu arayu bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasip eylese görsem yüzünü
Ya MUHAMMED canım arzular SENi
Yunus meth eyledi SENİ dillerde
Sevilirsin tüm gönüllerde
Arayu arayu gurbet ellerde
Ya MUHAMMED canım arzular SENİ
(Yunus Emre Hz.)
Vesselam...
Müzeyyen Cihangiroğlu