Sayın Ömer Erkul,
9.3.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, verdiğiniz kıymetli bilgiler için çok teşekkür ederiz. Bizleri aydınlattınız, ışık tuttunuz. Yaşadığımız hayatın harikuladeliklerinin bir kısmını belirttiniz. Öyle güzel, öyle muhteşem bir dünyada yaşıyoruz ki. Çevreme bakıyorum da mucize olmayan hiçbirşey göremiyorum. Kur’an-ı Kerim’de
“Ne yana barsan bak, Allah’ın vechi oradadır”
buyruluyor. Sadece bu ayet duyan, düşünen, hisseden bir insanı tepeden tırnağa ürpertmeye yetiyor. Sağımız, solumuz, önümüz, arkamız hep mucizelerle dolu. Yunus Emre bir karınca yuvasına bakarken tir tir titriyor, ürperiyor,
“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır”
diyordu. Dünya kurulduğundan beri dünyanın her yerine kar taneleri düşüyor. Onların herbirinin geometrik şekli, duruşu, estetiği birbirinden farklı. Bugüne kadar birbirinin aynı iki kar tanesi yeryüzüne düşmedi. Parmak uçlarındaki kıvrımlar kainattaki bütün insanlarda birbirinden farklı. Parmak izleri birbirinin aynı olan iki insan dünyaya gelmedi. Karla örtülü bir arazide bir kardelen çiçeğinin yükselip boy gösterişi mucize değil midir? İki gözümüz var tek görüyoruz, iki kulağımız var tek işitiyoruz. Hayata bakıyoruz her celalde bir cemal, her cemalde bir celal olduğunu görüyoruz. Mucize değil mi? Yahya Kemal bir şiirinde:
“İnsanlar anlaşıldı, cihanın da sırrı yok”
diyordu. Ne kadar zavallıca, ne kadar basit bir bakış tarzı. Allah’a sığınırım. Necip Fazıl, hayret içinde, ürperti içinde, dehşet içinde hayata bakıyor ve çığlık atıyordu:
“Aynalar, söyleyin bana ben kimim?”
Atila İlhan,
“Anladım imkansız şey, bir insanın bir başka insanı anlaması”
diyordu. Alexi Carel, “İnsan bu Meçhul” diyordu. Şimdi biz kalkıp da “insanlar alaşıldı, cihanın da sırrı yok” dersek söyleyecek tek söz kalır: Vah, zavallı adam, sen öyle san.
Evet, güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel, muhteşem bir dünyada yaşıyoruz. Yanımız yöremiz çıldırtıcı güzelliklerle dolu. Bir Mona Lisa tablosunu seyretmeye, bir dokuzuncu senfoniyi dinlemeye bir insan ömrü yetmez ki. Bizler de edep içinde, tevazuu, saygı içinde bu güzelliklerden yaşadığımız sürece nasibimiz kadar kapmaya çalışalım. Madem ki doldurmaya geldik testimizi, gitmesin elimizde bomboş.
Bizlere renk, ışık, güzellik verecek, yeni lezzetleri tattıracak kıymetli maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygıların en içten gelenini sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Cümle yerde Hak nazır, göz gerektir göresi Yazan Ömer Erkul
Cvp: Cümle yerde Hak nazır, göz gerektir göresi Yazan Sabri Tandoğan