.
Çok Kıymetli ve Çok Sevgili Büyüğüm,
Bir rahmet yağmuru gibi olan varlığınız için size öncelikle gönül dostlarınız olarak sonsuz teşekkürlerimizi, selam ve sevgilerimizi sunuyoruz, çalışmlarınızın sizi en güzel sonuçlara taşımasını niyaz ediyoruz...
Efendim, bizler bugün de iyiliklere ve hayırlı işlere koşmakla ve bu konularda birbirimizle yarışmakla yükümlüyüz bütün zamanlarda olduğu gibi... İyilikler yapmak, az veya çok demeden hayırlara koşmak ve bunları yaparken diğerleriyle yarış içinde olmak ne güzel bir yol... Zaman zaman mana yolunda ilerleyen büyüklere baktığımız zaman öğreniyoruz ki öyle davranışlar, öyle ince düşünceler içinde olmuşlar ki kimilerinin çok uzun zamanda katettikleri yolu çok kısa bir sürede alıvermişler... Çünkü onlar hiçbir iyiliği ve hiç bir kimseyi ayırmamışlar bu inceler incesi yolda yürürken, hiç kimseyi hor görmemişler, küçük görmemişler, hiçbir iyilik küçük ve değersiz olmamış onlar için...Resullullah Efendimizin “ Bir tebessümle bile olsa kardeşine yapacağın iyiliği az görme” buyruğunda olduğu gibi...
Bir gün bir adam koşarak gelmiş Peygamber Efendimize ve demiş ki, “Dün akşam bir zengine sadaka verildiğini gördüm??” Resullullah Efendimiz cevaben, “Kabul olundu” buyurmuşlar. Adam ertesi gün yine gelmiş ve demiş ki “Dün akşam da kötü yola düşmüş bir kadına sadaka verildiğini gördüm”. Resulullah Efendimiz yine “Kabul olundu” buyurmuşlar. Adam ertesi gün tekrar koşarak gelmiş ve “Ya Resullullah”, demiş, “dün akşam da bir hırsıza sadaka verildiğini gördüm, ne buyurursunuz?”. Resullullah Efendimizin cevabı yine aynı olunca adam dayanamayarak hikmetini sormuş bütün bunların. Bunun üzerine Resullullah Efendimiz mealen “O sadakaların hepsi kabul olunmuştur, çünkü kendisine sadaka verilen zengin, tefekkür etti, ve yapılan işin güzelliğini görerek kendinin bu konuda ihmalkar davrandığını anladı, alan değil verenlerden olmaya karar verdi. Kadına gelince, o da aldığı sadaka kendine yeteceği için o gece o çirkin fiili işlemekten vazgeçti. Hırsız ise aldığı sadaka ile yaptığı işin yanlışlığının farkına vardı ve tövbe etti” diye anlatmışlardır...
Efendim, sizin de her zaman dile getirdiğiniz gibi bugünün insanı ise artık sevgiye susuz, ilgiye susuz, içten gelen sımsıcak bir merhabaya susuz, omuzuna riyasız konacak bir dost eline susuz, zor zamanında hesap kitap yapmadan ona koşacak bir yardım eline susuz...Hem öylesine susuz ki adeta gönüller bu susuzluktan kavrulmuş, çatlamış, ayrışmış yer yer... İşte bu zor ama ekilenlere çok daha fazlasıyla karşılık vermeye hasret zaman diliminde bunun farkındalığı ile güzelliklere koşabilenlere ne mutlu, az demeden, önemsiz demeden ve ayırmadan kimseyi şöyle veye böyle diyerek... Hem kimde ne olduğunu nasıl bilinebilir ki. Halk içinde hep söylenilir “Defineler kırık dökük yerlerde saklı olur” diye. O nedenle bugün de çağın bunalan insanlarına bir yudum su sunabilmenin aşkı ve heyecanı içinde olabilmek ne büyük bir kazanç... Sizin “İnsanın alacağı bir hayır dua, bazan bütün bir ömrüne ışık tutabilir” sözünüzde olduğu gibi.
Sayın büyüğüm, siz de sade bu güzel site çatısı altında bile herbiri farklı güzelliklerde, farklı üstünlüklere sahip nice gönül dostunu biraraya getirerek, sıkıntıların paylaşıldığı, güzelliklerin artırıldığı, yanlışlıkların daha başlamadn önüne geçildiği ve çağın bunalan insanlarına dağ çeşmelerininki kadar temiz, ferahlatıcı oluk oluk güzelliklerin sunulduğu bir mekan oluşturuyorsunuz. Size ne kadar teşekkürler etsek az. İnşallah çalışmalarınızın karşılığının hem bu hem de öteki dünyada kat kat bereketlenerek size her nefeste ulaşması niyazıyla sonsuz hürmetler, selamlar, sevgiler ve teşekkürlerimizi sunuyoruz size, hoşçakalın...
Çiğdem
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Çiğdem Hanım,
Kıymetli yavrum, bir gün Resulullah Efendimiz sahabi ile beraber bir mekanda oturmuşlar, sohbet ediyorlarmış. O sırada bir cenaze geçmiş. Kainatın Efendisi, herzamanki edebi, inceliği ve zarafetiyle cenazeyi selamlamış. Hazır bulunanlardan bir zat “Ya Resulullah, nasıl selamladınız, o bir Musevi cenazesi idi”. Onun üzerine Peygamberimiz, aynı edep ve incelikle “Ama” demiş, “o bir insan cenazesiydi”. Önemli olan hayatın her anında, her mekanda, her insana karşı saygıyla haereket edebilmek ve ayrım yapmadan insanlara iyilik yapmak. İnsan yaptığı iyilik kadar sevap kazanıyor, Allah’a yaklaşıyor ve aynı zamanda kendisi de ruhen ferahlıyor. Kalbi neşeyle, sevinçle doluyor. Bir sıkıntıdan, bir bunalımdan kurtulmanın yollarından biri de Allah rızası için iyilik yapmaktır. Son nefese kadar bu yolda yürüyelim. Yalnız, yaptığımız iyilikleri sadece insanlarla sınırlamayalım, aynı zamanda insanlarla beraber hayvanlara da, bitkilere de, eşya ve cemadata da faydalı olmaya çalışalım. Madem ki her zerreden zikreden Allah’tır, o halde biz de kainattaki her zerreye faydalı olmaya çalışalım. Hayatta en büyük ibadet insanları sevmek, ve onlara faydalı olmaya çalışmaktır. Bunu hayatının her döneminde başarabilenlere ne mutlu. Allah bizlere de bu güzellikleri nasip eder inşallah.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakka Göçen Yakın Dostlarının Aziz Ruhlarına Fatihalarla...