Sayın Ümit Sümbül,

9.3.2007 tarihli mailinizi aldım.

Ümit Bey, bana Münir Derman hakkında soruyorsunuz. Bu soru bile beni heyecanlandırmaya yetti. Münir Bey, müstesna, harikulade, olağanüstü bir insandı. Münir Bey, çağımızda İslamı bütün nüanslarıyla yaşayan güzeller güzeli bir insan. Münir Bey, kitaplarda okuduğumuz, menkıbelerini dinlediğimiz bir insandı. Bir mutasavvıftı. Bir lim adamaydı. Bir sanatkardı. Münir Bey, hayatı bir şiir haline getiren biriydi. Münir Bey, madde ile mana arasında, ruh ile beden arasında, toplumsal hayatla, bireysel hayat arasında, dünya ile ahiret arasında denge kurmuş, tevhide ulaşmış bir muvahhit idi. Tanıştığım günden itibaren onda gördüğüm en büyük özellik onun tevhidi yaşayan ve hayatında gerçekleştiren bir insan olması idi. Hayatımda onun kadar temiz, onun kadar nezih, onun kadar kültürlü, onun kadar hazır cevap ve esprili, onun kadar ince ruhlu, hassas ve onu kadar akıllı kimse görmedim. O kadar mütevazı idi ki bazan onu iftara çağırırdık. Rahmetli eşim Rana Hanım, hayatında her konuda olduğu gibi yemek alanında da eşi az rastlanan bir kimseydi. Münir Bey’i çok sevdiği için geliyor diye birbirinden güzel yemekler hazırlardı. Münir Bey biraz çorba içer, çekilir, başka birşey yemezdi. Onu sevdik, rehber aldık, örnek tuttuk, başımızın üzerinde taşıdık. Yarabbi, bu ne büyük, ne güzel bir aşktı. Yüreğimiz titrerdi O’nun için. Acaba kırar mıyız, incitir miyiz diye heyecan içinde yaşardık. Aman ne tatlı, ne güzel bir duyguydu. Münir Bey, hayatımıza girdikten sonra bütün evren ışıdı, yanımız yöremiz renkle doldu, ışıkla doldu, güzelliklerle doldu. Ve hayatı, ve yaşamayı Münir Bey’i tanıdıktan sonra daha çok sevdik.

Allah O’ndan razı olsun. O, ne kadar sevilse, ne kadar saygı duyulsa yine de layıkı vechile bilinemeyecek, anlaşılamayacak bir sultandı. Nur içinde yatsın. Allah’ın rahmeti, Peygamberin şefaati üzerine olsun.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :