Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Hayat bir savaştır, bu savaştan kaçan namerttir.
Gönderen : "Çilem"
Tarih : 12/27/2016 7:32:32 PM


.


Efendim ben bir süre önce bazı talihsizliklerden dolayı işimden ayrıldım. Şuan işsizim.Psikolojik olarak büyük bir bunalımdayım. Namaz kılmak istiyorum ama son zamanlarda namazlarımı da kılamıyorum. Kendimi bu yüzden çok eksik hissediyorum ama kılmak ağır geliyor. Gün bitiminde de vicdan azabı duymaya başlıyorum.Şu sralar hiçbir şey yolunda gitmiyor ve çok sıkılıyorum.


Bana ne tavsiye edersiniz? Ellerinizden öperim.



--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın “Çilem”,


Kıymetli yavrum, bir kere işe talihsizlik diye başlamışsın. Ne demek talihsizlik? O sadece lügatlarda bir kelime. Neden meseleyi açıkça yazmıyorsun? Bir hatan varsa, bir kusurun varsa neden açık açık söylemiyorsun? Bu pis melankoliden ben hiç hoşlanmam. Ne demek işsizlik? Böyle kendini miskin, uyuşuk, pis, rezil bir arabeske bırakmışsın. Hayat böyle yaşanmaz yavrum. Rahmetli Remzi Oğuz Arık hanımına imzaladığı bir fotoğrafında “Bütün ömrü bir cephedeymiş gibi yaşayacağız büyük eşim” diyordu. Sen hayatı ne sanıyorsun yavrum? Böyle arabesk havalarıyla bir milleti zehirleyen sözüm ona sanatçı müsveddeleri bile kral gibi yaşıyorlar. Sizleri süründürüyorlar. Lütfen ayağa kalk. “Ben” de “adam olacağım.” Aklına gelen her yere müracaat et. Bunlar olmadıysa kendi işini kendin kur. Börek yap, kurabiye yap, poğaça yap, git onları işyerlerinde, pazarlarda sat. Bir lokantada mutfakta çalış. Gerekirse bulaşık yıka. Tuttuğunu parçala. Önünde hiçbir engel tanıma. Lütfen şu insanı utandıran uyuşukluktan, miskinlikten vazgeç.


İşe önce sabah namazıyla başla. Gözlerin alev, ateş saçsın. Ben seksen yaşındayım. Günde on beş ilaç alıyorum. İnsanlara faydalı olmak için deliler gibi gece, gündüz çırpınıyorum. Kitap yazıyorum. Dergilere yazılar yazıyorum. Televizyon konuşmaları yapıyorum. İnternetteki sitemi idare ediyorum. Konferanslar veriyorum. Gece gündüz dert dinliyorum. Telefonum 24 saat yedi milyar insana açık. Özel görüşme isteyenlerle canımı dişime takıp görüşüyorum. Sizler pırıl pırıl, tertemiz, melek gibi, gül gibi gençler minicik bir engelle karşılaşınca arabesk şarkılar söylemeye başlıyorsunuz. Olmaz ki yavrum. Bu hayat böyle yaşanmaz ki. Hayat bir savaştır. Savaştan kaçan namerttir.


Haydi yavrum, lisedeki müzik hocamız Faik Canselen’in İleri Marşı’nı beraber okuyalım:



“Yürü, bu yol şeref, zafer yolu


Karşında bekliyor seni tanyeri.


Yürü, atıl, devir karanlığı


Durma yürü, haydi ileri…”



Selam, sevgi ve saygı ile.



Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]