En kalbi dualarım sizinle olsun kardeşlerim...!
"Her ne işitse kulağın Kur'an'ın mağzı Ondadır... "
Dün Arapça dersinden biraz mahsun döndüm...
Hamdolsun ki ;
Hazret-i Pirim seslendi fakire :
Kalbi sağır olana da kızma,
Kafana mezar taşı düşse, kızar mısın ? " buyurdular..
Yine mahsunluğuma, şifasıyla merhem koydular ölü iken , tekrar dirildim...
Canımız Efendimiz - Binler salat ve selam Ona olsun - Veda hutbelerinde .
" - Benim bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler! olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup doğrudan işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur." Buyurmuşlardır.
Geçen seneydi, Arapça dersi bitmiş arkadaşlarla beraber ders çalışıyorduk, arkadaşlar :
"Tefsir dersi aldığın yeri bize söyle, biz de gidelim " dediler.
Kendilerine .
" Tefsir dersi filan aldığım bir yer yok , Yunus Emre'miz "Her ne işitse kulağın Kur'ân'nın mağzı ondadır " Buyuruyorlar" dedim..." yani hakikati , özü kaymağı, üsaresi kainatta ki işittiğin sözlerin arasına derc edilmiş...
Dikkatli dinlersek AllaHu TeâLA bizimle şarkıdan şiirden, tabeladan, plakadan, mezar taşından, her yerden konuşuyor diye söze devam ettim.
Mesela fakir, Ayetlerin tasavvufi şerhlerini de çok severim diyerek bir kaç örnek verdim ;
Ahmed Er Rıfa-i Hazretlerine bir gün ziyarete birileri gelir "Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler, halkının ulularını zelil ederler." ( Neml/ 34)
bu Ayeti bize şerh eder misiniz? derler.
Sizin tefsirinizi mi, yoksa benimkini mi istersiniz? buyurdular.
Sizinkini isteriz deyince, buyurdu ki :
" Hükümdar" Allahû Teâlâ, "memleket " ise kalbinizdir. Yani O yüce hükümdar senin kalp şehrine girince orada nam salmış, yerleşmiş olan haset, kibir, kin, şirk, fesat, gadab, şehvet, riya, hırs, taşkınlık ..vb... Ne kadar kötü huy varsa rızasına uygun olmayan , orada etkisiz hale getirip, perişan ederek zelil eder.
Bunu anlatınca oradakilerin pek ilgisini çekmedi. Bizden biraz ilerde az sonra derse girecek olan bir hanım bekliyordu.
Hanım işitip hayret ve sevinç içinde koşarak yanıma geldi. Ve "Bu ne güzel bir Ayet tefsiri böyle ne olur bunu bana yazın" diye Ayete hayran oldular.
Kendilerine evde güzel bir şekilde, güzel bir kağıda yazıp size hediye edeyim ! deyince çok sevindiler.
Bir daha ki ders koşarak gelip sevinçle yazıp getirdiniz mi ? diye sordular.
Ne kadar büyük bir heyecan içinde sevinerek aldılar...
Mesela geçenlerde yaşlı teyzeyi ziyarete gittik. Yaşlı teyze türküler söyledi. Söylediği türküdeki mananın kendisi de farkında değildi...
" Bu dert beni diyar diyar gezdirir.... Bu AŞK beni diyar diyar gezdirir, diyordu...
İşte Hakk Aşıklarının durumu dedim.
Allah'ın rızasını aramak, tecellilerini görmek için gezerler...
Yaşantısı ve niyetleri samimi olan mü'min de tüm gayretlerini O rızaya ermek için kullanır. Hakk'a biraz daha yakın olmak için hayır yollarını mesken edinir kendisine...
Aşıkları ancak aşıklar anlarmış...
" Marifet nedir bilir misin ? Taşlara bakan gözlerin çiçekleri görmesidir." ( Hz.Mevlânâ )
Çevremde candan bir ilgili olmayınca ben de kırık dökük de olsa bir kaç satır yazıyorum işte kardeşlerim...
Yâr için GÖNÜL'den bir kaç satır yazdığım ayb eyleme !
Bâğban nerde bir GÜL kokusu duysa oraya müptela olur . "
Hazret-i Fuzuli'nin Ruhaniyetinden özür dileyerek...
Aşılar için söze gerek yoktur, onlar birbirlerini yanık kalplerinin kokusundan tanırlar .(Hz.Mevlana)
Biz de ancak aşıkların gevezeliğini ediyoruz onları çok sevdiğimizden işte, hoş görün Efendim...1
Hürmetlerimle..
Aşık Yunus Seni ister
Lütfeyle Cemâlin göster
Cemâlin gören AŞIKLAR
Ebedi ölmez ALLAH'ım...
Vesselâm
Müzeyyen Cihangiroğlu