Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Asıl kabahat sende.
Gönderen : "İsimsiz"
Tarih : 1/10/2017 2:16:09 PM


.




Pek Kıymetli Sabri Bey Amcacığım,


Sizi bir süre önce telefonla aramış, yabancı bir hanımefendi ile arkadaşlığımdan bahsetmiştim. Siz bana "O kızla görüşme." demiştiniz. Ben ise "Tek arkadaşım ve bende yüce duygular uyandırıyor." demiştim. "Öyleyse kardeş gözüyle bak." demiştiniz. Ben sizi temin ederim ki kardeş gözüyle baktım. Haftalarca gezdik, dolaştık; elimi sürme hevesim bile olmadı. Çünkü ben gerçekten kendisinde var olduğuna inandığım özü temiz duygularla beğeniyor, takdir ediyordum. Övülecek yönleri olduğu gibi kültürü, yetişme tarzı nedeniyle pek fena yönleri de vardı. Mesela çok çalışkan, hayatin zorluklarına tek basına aslanlar gibi direnen, ağırbaşlı, saygılı, inanç nedeniyle olmasa da duygusal nedenlerden erkeklere karsı muhafazakâr ve kapalı bir insandı. Fakat kirli, pasaklı, bakımsız, evhamlı, derinden derine gamlı-kederli, baskın tipli idi ayni zamanda. Din konusu dünyasında yoktu, ne kabul eder ne reddederdi. Fakat görüşmelerimizin asla benim ibadetlerime engel olmasını istemezdi ve gerçekten onunla beraberken ibadetlerime hep özenli kalabildim. Zaman sonra "Bu arkadaşlığımız nereye gidiyor?" diye sormaya başladı. Bu kadar yakinken bu kadar uzak olup asla temas olmamasının kendisine çok ağır geldiğini söyledi. İlişkimiz ilerlemeyecekse ayrılmayı önerdi. Tabii bu konuda duygusal ihtiyacına vurgu yapıyor, cinsellik gündeme gelmiyordu. Ben ise, evlilik konusunda ciddi düşüncelere sahip olduğumu, kendisiyle asla evlenemeyeceğimi fakat arkadaşlığımızdan ötürü çok memnun ve müteşekkir olduğumu söyledim. Arkadaşlığı bitirmeye razı olmadım. Flört gibi bir duruma düşmek istemediğimi, zaten böyle bu durumda kendisine saygı da duyamayacağımı belirttim. Arkadaşlığımız benzer duygusal zorlanmalara rağmen daha da ilerledi ve hatta beni ailesiyle tanıştırdı. Tabii arkadaşı olarak; ben de kabul ettim, gittim. O hep umutlar, hayaller üzerinde geziyormuş meğerse bense hep kendisine mertçe niyetimi söylediğimi zannediyordum. Türkçe öğrenmeye ve hatta Türkiye’ye yerleşmeye bile heves etti. Bu kadar hevesi beni korkutuyor, her fırsatta nazikçe sabit görüşümü yineliyordum. En sonunda o da anladı ki bunun sonu yok. Meğerse benim bu mertçe, samimi tekrarlarım onun kadın nazarında büyük hakaretler olarak birikiyormuş. En sonunda bana öyle bir darbe vurdu ki; iftira, hakaret, aşağılama vs. ile beni bir vahşi canavar, haydut, yapışkan bir sapık durumuna düşürdü. Fark etmeden, saflığım nedeniyle ona ben de bu yaptıklarında yardımcı oldum. Ben gönlünü yapmaya çalıştıkça benden iğrendiğini söyledi ve etrafa beni lekeleyerek duyurdu. "Tamam, görüşmeyeceksek görüşmeyelim ama kavgaya ne gerek var?" dedim. İyi dileklerle ayrılalım istedim. Asla kabul ettiremedim ve bana hiçbir insana yapılmayacak kabalıkları, terbiyesizlikleri yaptı. Is bu noktaya gelince dayanamayarak ve mağlup olarak ben de her turlu görüşmeyi kestim. Tüm olanların özeti: hep bir beyefendi gibi davranmışken nefret edilme karşılığını buldum. Kandırmadım, aldatmadım, kibarlıkla huyuna gittim, kendi zaaflarımı kavga sebebi yapmadım. Düşüncesi sürekli çöp üreten bir insan olduğunu en sonunda anladım. Simdi kapanmış olan bu hadise beni çok etkiledi. Çok acı ve büyük bir tecrübe oldu. Ayni binada çalışıyoruz. Asla yüz yüze bakmasak da etrafta bulunması bana acı veriyor. Kâh intikam hissi geliyor, kâh ona hasta gözüyle bakıp merhamet ediyorum. Kendisiyle kesinlikle görüşmek niyetim yok hatta artik bunu düşünmek bile tiksinti oluşturabiliyor. Yine de merhamette karar kılıyorum. Bu acı serüvenin iç dünyamda fena izler bırakmaması için ne yapabilirim? Evet, bu sorum bir terbiyesizlik gibi, çünkü daha önce de sordum ve pazarlık ettim. Ama inanın ben kardeş gözüyle baktım, o beni iğfal etmek istedi. Ben hassas bir erkeğim; duygusal tecavüze uğramış bir kadın nasıl hissederse öyle hissediyorum zannediyorum. Fikirlerinizi okuyup düşüncelerimi aydınlatmak umudundayım. Bilhassa yasadıklarım bana su iki soruyu sorduruyor:





1. Kadınlar bir erkeği hep nefsanî mi severler? Maddi olmasa da duygusal bir beklenti illa ki olacak mı? Bir insan diğerini kendi menfaatini hesaba katmaksızın sevemez mi?





2. İyi niyetle başlanan bir isin sonu neden berbat olsun? Benim bu olanlarda hatam ne idi? Ya da olanların hikmeti nedir sizce? Değerli zamanınızı ayırıp mektubumu okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Saygıyla ellerinizden öper, hayırlı günler dilerim.











--------------------------------------------------------------------------------





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :





Sayın “İsimsiz”,





Kıymetli yavrum, sana baştan söylemiştim, bu kızla alakanı kes diye. Ama öyle ısrar ettin ki o zaman onun gerçek hüviyetini anlayasın diye bir süre sadece kardeş gibi görüş dedim. Bir süre sonra onun “kirli, pasaklı, bakımsız, evhamlı, derinden derine gamlı-kederli, baskın tipli” olduğunu gördün. Peki niye devam ettin? İşte senin hatan burada ortaya çıkıyor. Bütün dinsizler ruh ve akıl yönünden maluldür. Kız, pek tabiidir ki senden evlenme teklifi bekledi. Ne sanıyorsun yani, dinsiz, Allah’ını inkar eden bir kız seninle ömür boyu melek gibi arkadaşlık mı yapacaktı? O, hep senden birşeyler bekledi. Ama sen hiç oralı olmadın. Söyledim, diyorsun, ama o bir kadın ruhunun, dinsiz de, olsa beklentisine engel olmaz ki. Sonra senden iş çıkmayacağını anlayınca sana tekmeyi attı. Çok da iyi etti.





Sevgili yavrum, artık bu pislik kadını bırak. Lütfen kendine temiz, nezih, hanımefendi, kültürlü, görgülü bir eş bul. Aynı iş yerinde çalışıyoruz diyorsun. Sana ne ondan? O, bir hasta insan. Neden hâlâ ısrar ediyorsun kafanın içinde? Lütfen bu fikri sâbitten vazgeç. Hayatta o kadar değerli, o kadar temiz, o kadar nezih, pırıl pırıl kadınlar da var ki tekrar rica ediyorum, bu aşağılık kadından duygularını ve düşüncelerini kurtar. Ondan kurtulduğun için her gün iki rekat şükür namazı kıl, Allah’ına dua et.





Değerli yavrum, hiç bir kadınla ömür boyu kardeş gibi ilişki kuramazsın. Her kadın şartlar ne olursa olsun bir yuva kurmak ister. Bunu lütfen öğren. Genelevden bir kadınla bile arkadaş olsan onun da asıl beklentisi bir yuva kurmaktır...








Selam, sevgi ve saygı ile.








Sabri Tandoğan Efendi Hz.


Aziz Ruhlarına Fatihalarla...

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]