Sayın büyüğüm,
Bazı insanlar telefonla konuşurken, birbirlerinden ayrılırken her şey gönlünüzce olsun diyor. Acaba böyle söylenmesi doğru mudur? Her şey gönlümüzce mi olmalı, merak ediyorum, lütfen açıklar mısınız?
Hatice Gülensoy
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Hatice Gülensoy,
Kıymetli yavrum, büyük Türk velisi Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazetleri “Tevfizname” isimli şiirinde
“Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler”
diyor. Yukarıya aldığımız söz acaba gerçeği yansıtıyor mu? Benim içimden gelen her şey Hak mıdır? Güzel midir? Allah rızası için midir? Buna hemen evet diyebilir miyiz? İnsanoğlu bir zıtlıklar katmanı, çelişkiler yumağı. Yunus “Bir dem gelir” diye başlayan şiirinde bu çelişkiyi ne güzel anlatır.
Bir gün sokakta giden bir adam bir velîye rastlar, yaklaşır, selam verir, ellerinden öper. “Efendim”, der müsaadenizle bir soru sormak istiyorum. “Günlük hayatını yaşayan normal, sıradan bir insanla, bir velinin farkı nedir?” Veli zat tebessüm eder, cevap verir: “Evladım”, der, “günlük hayatını yaşayan insan sabahleyin kalkar, yapacağı işleri sıralar. Bugün şunları alacağım, şuralara gideceğim, şu kimseleri ziyaret edeceğim der. Veli zat kalktığı zaman önce kendisini bu güzel güne kavuşturan Rabbine şükreder. Sonra, bakalım, der, Cenab-ı Hak bugün bana neler gösterecek, nelere şahit olacağım kimleri göreceğim”. Dikkat ederseniz birincide ön planda olan insanın nefsidir, egosudur, benliğidir. Ben, diyor, şunları, şunları göreceğim, şunları, şunları yapacağım. Veli zatta görülen ise tam bir teslimiyettir. Tatlı, sıcak, yumuşak bir teslimiyet. Güzel bir teslimiyet. Acaba Rabbim bana bugün kimleri gösterecek, beni kimlerle konuşturacak? Ne gibi sözlere, ne gibi olaylara şahit olacağım?
Efendim, bilme anlatabiliyor muyum? İbrahim Hakkı Hazretleri teslimiyeti o kadar güzel anlatıyor ki. Özdemir Asaf bir şiirinde
“Hangi kapıyı çalsam
Bir odası noksan”
diyor. İnsanoğlunun istekleri bitmez. İstekler sonsuzdur. Son gününe kadar hep dahasını ister. On trilyonu olsa yirmi trilyonu ister. Ama sağlam bir manevi terbiye alan insanda o tatlı, o güzel, o yumuşak teslimiyet ortaya çıkar. Ne olur biliyor musunuz? Hakka razı olan bir insan, her an teslimiyet içinde olan bir insan için hayat bir cennet olur. İşte o zaman
“Ne yana bakarsan bak, Allah’ın vechi oradadır” ayetini fiilen yaşayan bir kimse olur. O insan Yunus Emre gibi
“Cümle yerde Hak nazır
Göz gerektir göresi”
der. Bugün yirmibirinci yüzyıla geldik. Hala insanlar her gün çıkan kitaplarda ne konuşalım, nasıl konuşalım, ne miktar konuşalım? Konuşalım mı, sükut mu edelim sorusuna cevaarıyor. Oysa Resulullah Efendimiz bir Hadis-i şerifinde meseleye ne güzel ışık tutuyor:
“Ya hayır söyle, yahut sus”.
Sevgili Yunus, düğümü Yunus’ça çözüyor: “Yunus bir haber verir, işidenler şad olur”.
Kıymetli yavrum benim söyleyeceklerim bu kadar. Tereddüdün olursa lütfen yaz, konuyu tekrar işleyelim. Çünkü son derece önemli bir konu. Belki de hayatın en önemli meselesi.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.