.
Saygıdeğer büyüğüm,
Yüzyıllarca ülkemizi dünyayı ele geçirerek bir para imparatorluğu kurma amacı önünde bir engel olarak gören ve silah zoruyla ele geçirmeye çalışan,ancak bunu başaramayan emperyalizm,şimdi bunu başka yöntemlerle gerçekleştirmeye,ve bizi kendine benzeterek yoketmeye uğraşıyor.
Medya,müzik,moda,edebiyat,kısaca günlük hayatımızdaki her şey maddiyat kaydı altına alınarak kuşaklar boyu aktarılmış olan ve insanı insan yapan ve emperyalizmin çıkarlarına uymayan manevi değerlerimiz bize unutturuluyor.Sporda bile artık para ve egoizm ön plana geçmiş,sporun gerçek anlamı unutulmuş durumda.Okullarda yeryüzünde hayatın tesadüfen oluştuğu anlatılıyor.
Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefini,onları her şeyiyle taklit etmek zanneden çoğu insanımız kimliğini kaybetme tehlikesinde olduğunun farkında bile değil.
Ama ne olursa olsun bu tezgahlar hep boşa çıktı.Asırlar boyunca ezan sesi bu topraklarda hep duyuldu,bayrağımız yere hiç inmedi.İnşaallah bundan sonra da inmeyecek.
Ek : Resim: http://www.gonulsohbetleri.net/…/sizden_gel…/Türkbayrağı.jpg
Münir Derman Hazretlerinden bir alıntıyı konu ile ilgili olarak aşağıda sunuyorum :
KARADUT
Yedi asırdan beri her sene meyve veren bir karadut ağacı vardır. Hacı Bektaş-ı Veli 'nin türbesinde. Horasan'dan gelme... Yolun oraya düşerse bu dut ağacından bir parça yaprak ye. Sebebini sorma. Korkma hayvanlaşmazsın. Ot yiyenlerden olmazsın. Bu kara dut için Hacı Bektaş-ı Veli şöyle demiş :
-Bu ağaç dut verdikçe bilesiniz Anadolu bizimdir...
Kara dut: Ahmet Yesevi'nin devamı olan Bektaş-ı Veli'nin ruhaniyetinin devamını bildiren maddi meyve... Hurafeleri at. Doğruyu söylüyorum: “Şu karadut ağacı meyve verdikçe bilesiniz. Anadolu bizimdir...''
Sevgi ve saygıyla ellerinizden öperim.
Tuncel
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Tuncel,
Efendim, gönderdiğiniz mail beni uzun uzun düşündürdü. Topla, tüfekle emellerine erşemeyen emperyalist güçler bu sefer bizi kendine benzeterek, kendisi gibi yapmaya çalışarak, içten fetih yoluna gittiler. Ne yazık ki kısmen de muvaffak oldular. Bakıyorum, bir yere gidip dostlarınızla oturuyorsunuz. Bir şeyler yenecek, birşeyler içilecek. Bakıyorsunuz sizin guruptan birisi portakal suyu gibi, nar suyu gibi, ayran gibi harikulade güzel içecekler varken coca cola demiyor mu, içimde bir şey yıkılıyor. Yazık diyorum, bu kardeşim de onlara uymuş. Koka kola, pis, adi, zararlı bir içecek (içinde alkol var üstelik). Tercih için bir sebep var mı? Ama bazı kimseler öyle uyutulmuş ki farkında bile olmuyorlar. Amerikan müziği, klasik Batı müziğinin insanlık kültürüne getirdiği bütün güzellikleri mahvetti. Fast food dedikleri öküz çobanı (kovboy) yemeği bütün dünyayı obez yapıyor. Onlar yemek yemesini, sohbet etmesini ne bilecek? Bu yaşa geldim, daha bir tane kibar, asil, zarif, ince ruhlu Amerikalı görmedim. Kendi sonlarını kendileri hazırlıyorlar. Yakında Amerika’nın başına öyle bir bela gelecek ki Irak’dan beter olacaklar. Ektikleri tohum yeşerecek. Ama bizim onlara uyarak herşeyimizi değiştirmeye çalışmamız ne büyük bir gaflet. Ama sizler gibi, yakınlarınızdakiler gibi kimselerin varlığı bizler için bir kuvvet kaynağı oluyor. Sizleri toplumda örnek insan olarak gösteriyoruz. Sizlerle iftihar ediyoruz.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.