Değerli Büyüğüm,
Mesajım sitede yayınlanıp, cevabınızı okuduktan sonra anladım ki, mesajı göndermeden hemen önce yaptığım düzeltme meramımı daraltmış. Tabiatı ile öğrenmek istediğim (ve görüşlerinizi merak ettiğim ) konu, övme fiili iken sevme fiili oldu.
Sevgi ile ilgili olarak açıklama lûtfunda bulunduğunuz düşünceleriniz bize her zaman ışık tutuyor ve bu fikirler kütüphaneler dolusu kitaptan dahi öğrenilemeyecek kadar özlü ve temelli. Fikirleriniz ,tüm gönül dostları için olduğu gibi, kitaplarınızı okuyan, sohbetlerinizi canlı ya da televizyondan dinleyenler için de eşsiz bir kılavuz. Keşke, her dediğinizi ufkunuzun trilyonda birini kavrayacak kadar anlayabilsem. Allah sizden razı olsun.
Değerli Büyüğüm, müsaade ederseniz sorumu (tamamlama amacı ile) tekrarlamak istiyorum.
Bir insanını yüzüne karşı övmenin sakıncası var mıdır?
Allaha emanet olunuz.Selam ve saygılarımla.
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz’nin cevaben yazdıkları :
Sayın Asaf Bey,
Kıymetli yavrum, mailinize cevap verirken olaya herzamanki itiyadımla çok yönlü bakmış ve ikinci bölümde sorunuzu cevaplandırmıştım. Siz, neden kelimelerin daracık sınırlarına kendinizi hapsediyorsunuz? Övmenin ama ölçüsüz, dengesiz övmenin iyi birşey olmadığını bu cevabımda açıklamıştım. Lütfen benim verdiğim cevapları en az iki üç kere okuyun. Kelimeler önemli değil. Önemli olan kavramlardır. O kavramlarla mesele daha iyi anlaşılır.
Sevgili Asaf Bey, hiç övmemek diye birşey olmaz. Lütfen kelimeleri putlaştırmayalım. Hayatında hiçkimseyi övmeyen, iltifat etmeyenler ruhsuz, duygusuz, kazık gibi insanlardır. Allah öyle insanlar olmaktan bizleri korusun. Buradaki ince nokta aşırıya gidip gitmeme konusu. Hayat yalnız siyahtan veya beyazdan ibaret değildir. Arada griler, grilerin yüzlerce tonu da vardır. Ben kırkdört yıl evli kaldım. Bir gün dahi eşimin yaptığı yemeği övmeden, teşekkür etmeden, onun için Allah’ın yüceliklerini dilemeden sofradan kalkmadım. Bunu yapmayan erkekler zaten eşekten farksızdır. Mesai arkadaşımız güzel bir elbise giymişse, güzel bir kravat takmışsa veya o kimse hanımsa, üzerinde güzel bir bluz, güzel bir fular varsa bir iki kelimeyle bunu belirtmemek de bence eşekliktir. Buradaki dikkat edilecek husus şudur: Övgüler samimi mi, değil mi, aşırıya gidiyor mu, gitmiyor mu, bu övgüler hesaplı, kitaplı mı, bir menfaat için mi, çıkar düşünülüyor mu ve o şahıs bütün bu küçük ve adi hesaplardan sonra göklere uçuruluyor mu? O zaman bu insan onuruna yakışmayan, çok adi, aşağılık bir fiildir. Sevgili Asaf Bey, mesele burada. Lütfen kelimelere saplanıp kalmayalım. Olaya geniş bir perspektiften bakalım. Bir erkeğin hanımının saçlarına bakarak “Bugün ne güzel taramışsın” veya “ne güzel topuz yapmışsın” demesi Allah’ı da, Peygamberi de hoşnut edecek bir olaydır. Hepimizin biraz tatlı dile, biraz güler yüze ihtiyacımız var. Atasözü ne kadar anlamlıdır: “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” derler. Hayatta hele bugün için insanların bir kısmının caddelerde, çarşı pazarda firavun gibi dolaştığı günümüzde bir tebessüm, bir güzel söz ne kadar anlamlıdır. Hepimizin, ama istisnasız hepimizin biraz moral takviyesine ihtiyacı vardır. Ölçüyü aşmamak şartıyla dikkat edelim ve uygulayalım. Sizden tekrar tekrar istirhamım insanlara, olaylara, Hadislere geniş bir perspektif içinde bakmayı itiyad haline getirin. Aslında Yüce Peygamberimiz kainattaki insanların en hassas, en ince ruhlu, en zarif olanı idi. Lütfen olayı bu açıdan değerlendirin. Seni sevgilerin, saygıların en sıcak, en samimi olanı ile selamlıyorum. Bütün iyilikler ve güzellikler üzerine olsun.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla…