.
Sevgili Sabri Bey,
Benim kafam karisik,gecen gun siteye gelen bir mailde Japonya 'da hanimlarin dikkat cekici sekilde giyindikleri halde kimsenin donup bakmadigi anlatiliyordu, bugun Elif Safak da kose yazisinda neredeyse ayni satirlari kullanmis Danimarka gozlemlerini anlatirken, demis ki :
"Konferanstan sonra bütün konuşmacılar liman boyunca yürüyüşe çıkıyoruz. Ve o zaman Kopenhag'ın ılık ve sakin enerjisi altın bir top gibi düşüyor avuçlarıma.
Şehri hissediyorum. Gençler yerlerde oturmuş, kadınlar şortlarla kısa elbiselerle dolaşıyor. Kimsenin kimseye baktığı yok. Bisikletlerin üzerinde bebekli çocuklu genç anneler. Daltonlar gibi ailecek bisiklete binenler, boy boy dizilmişler anne baba çocuklar. Bir rahatlık var insanlarda. Bir telaşsızlık hali ki bize yabancı"
Benim kafami karistiran da bu,farkli kulturlerde kadinlarin nasil giyindikleri toplum icin problem yaratmiyor gibi gorunuyor, bizde ise surekli tersi tavsiye edilip tesvik ediliyor,oysa onumuzde boyle orneklerde var,demekki insanlar rahatsiz olmayabiliyorlarmis kadin giyiminden diyorum, kadin ve erkek her yerde ayni, mayamiz bir temelde....
Avrupuda cinsel suclar yaygin, belki bunun sonucu olabilir diyorum ama Japonya orneginde bu da yok...o halde bu nasil oluyor?
sevgiler
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Ayşe Hanım,
Kıymetli yavrum, ortada kafa karıştıracak hiçbirşey yok. Yanlız korkunç bir samimiyetsizlik, iki yüzlülük var. Ne yazık ki bazı kimseler de bu riyakar insanların saçmalarını yutuyorlar. Sağlıklı, aslan gibi bir delikanlı şortu kasıklarında güzel bir kadın görecek de bakmayacak. Plajda bikinili sülün gibi bir kız görüp de bakmayacak. Vallahi, billahi inanmıyorum. O insan ya samimiyetsiz, ikiyüzlü, riyakar bir kimsedir, yahut da hadım edilmiş bir hastadır. Bunu böyle açıkyüreklilikle benden başka da kimse söylemiyor. İsteyen bana istediğini söylesin. Evet ben çağdışıyım. Ben gericiyim. Ben yobazım. Var mı ulan başka diyeceğiniz? İki yüzlü hadımağaları.
Sevgili yavrum, durum böyle. Ben, Danimarka’yı da oradaki seks fuarını da gördüm. Danimarkalıların aklı fikri sekste. En büyük seks cinayetleri Japonya’da işleniyor. Orada yok şöyleymiş, yok böyleymiş diyenler namussuz, şerefsiz, ikiyüzlü, samimiyetsiz, riyakar insanlardır.
Doğrusu şudur: Kadın, hanımefendi olacak, kibar olacak, asil olacak, kıyafetine çok dikkat edecek. Güzel bir kadın vücudu bazı erkekler için bir puttur. Bir şair şöyle diyordu:
“Boynuma doladığım güzel putu görseler
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını
Kör olsa da açılır gözüm, ona sürseler
İsa’nın eli diye, bir kadın bacağını”
Sevgili yavrum, birtakım çağdaş yaşamcı geçinen salak, aptal, geri zekalı kadınlar “Efendim,” diyorlar, “biz istediğimiz gibi giyiniriz. İstediğimiz gibi soyunuruz. Kime ne? O pis herifler de bakmasınlar”. Bu külliyen bir şerefsizlik örneğinden başka birşey değildir. Be alçak kadın, benim liseye giden oğlumu, askerliğini yapan yeğenimi, hanımı hasta olup, rahim ameliyatı olup aylardır yatağında yatan kardeşimi caddede bütün vücut hatları belli olan pantolonunla, eteğinle tahrik etmeye ne hakkın var.
Ne demek efendim bakmasın? Bu alçakça bir sözdür. Bir kimse yaz günü balkonunda oturuyor. Kitabını okuyor. O sırada bir kadın yan balkonda mangalda pirzola, köfte ızgara yapıyor. Mis gibi dayanılmaz bir koku bütün çevreyi dolduruyor. Şimdi biz o kitap okuyan adama sen gel bu mis gibi kokuyu duyma, içine çekme diyebilir miyiz? Dersek bu rezillik olmaz mı? Aynı şekilde benim evladımı, yeğenimi, hasta yatan kardeşimin kocasını vücutlarına ikinci bir deri gibi yapışan giysileriyle tahrik etmeye kimin ne hakkı var?
Öyle kıyafetler var ki onu giyen kadın anadan doğma sokağa çıksa o kadar tahrik edici olmaz. Kiminin selüliti vardır. Kiminin kalçasında çıbanı vardır. Kiminde damar bozuklukları vardır. Ama o vücuda yapışan daracık pantolonlar, etekler o kadını olduğundan bin kere daha cazip gösteriyor. Bazı genç erkekleri çıldırtıyor.
Kıymetli yavrum, realite bu. Ama kimse çıkıp da benim gibi bunları açık açık söylemiyor. Lütfen gerçekleri görelim, kışkırtıcılık yapmayalım. Samimi olalım. Mert olalım. Yiğit olalım. Delikanlı olalım...
Diyeceklerim bu kadar.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.