.
Muhterem hocam,
Dün arkadaşımdan duydum. Bugün eserlerinizi aldım sevinçle eve geldim. Yolda okumaya başladım. Evde devam ettim. Sonra da ağladım. (Bu cümle buraya kelalaka olmuş olabilir ama ne yapayım ki realite bu.)
Çünkü, sizinle yaşanmış anılarımla beraber okudum yeni eserlerinizi. Satır aralarından her zaman dinlediklerimı okudum , ayrıca satır aralarından "röportajlardan değil başka bölümlerden" size ait daha önce duymadığım çok özel özgün cümlelerinizi şükürle yazdım not ajandama.
Manevi hayata yolumun tamamen çevrilmesiyle emekleme dönemlerimde tanıştırıldım sizinle. Sene 2004 dü. Hepimizin ayrı hayat hikayelerimizle buluştuğumuz Çarşamba sohbetleri yaşadığım ilk hayati eğitimlerim oldu. O zamanlar bir yandan el yordamımla elimde kandil hatta mum .)) gözümde ise mendil ilahi ilim peşinde koşuyor bir yandan da sizinle bugün itibariyle daha da büyük anlamlar ifade eden sohbetlerimizde eğitiliyordum. O zamanda sonrasında da çok güzel günlerimiz oldu beraber çok güzel anılarım. Hepsi birer inci gibi hayat kavanozumda saklılar. İşte yeni eserlerinizi bütün bu hissiyatımla beraber okudum. Yaşanmışların üzerine okudum. Elhamdülillah.
Muhterem hocam,,
Çarşamba sohbetlerimizde daima "bugün neler yaptınız? "sorunuza muhatap olurduk. Bugün arkadaşlarla Ahmet Kayhan Hazretlerinin huzuruna gittik. Ruhu şad olsun.Orası beni cezbediyor. Her yönüyle içim huzur dolu olarak ayrılıyorum mübarek büyüğümüzün huzurundan. Hemen yeniden gitmenin planlarını yapıyorum. Bir hayırsever oraya çok güzel bir kapalı mekan kazandırmış. Orada bahçede oturup karşıdan otobanı seyretmek bana hep hayatın akışını izlemeyi çağrıştırır.hemen yan tarafta da köy kabristanı yer alıyor. Hayat memat ilişkisini çok yakın hissediyorum bu mekanda.Bu sefer hayatı izlemeyi açıklıkla yapamadım çünkü ağaçlar büyümüş yol az görünüyordu. Bunu yapamamış olduğumdan dolayı sanki bir şeyler eksik kalmış gibi geldi ama sonra da kendi kendime " Değişmeyen tek şey değişim " dedim.
Muhterem hocam,
Müminin hayatında keşkeler olmamalıymış. " Hayır olandadır "diye öğrendik. Amenna ve saddakna. Lakin , sizinle bu garip , o yıllarda tanışmış olsaydım bu kadar sancılar yaşamazdı daha önce törpülenmiş olurdu diye de düşünmekten kendimi alamıyorum. Necip Fazıl Hazretlerinden öğrendiğim
"Allah, Peygamber aşkıyle yandım bittim kül oldum.
O kadar zayıfladım ki sonunda herkül oldum "
muhteşem dizelerinde olduğu gibi. Sizden çok şey öğrendim hocam öğreniyorum hep te öğreneceğim.
Yeni eserleriniz için şükranlarımı sunuyorum. Allah feyzinizden yararlanmayı hepimize tüm insanlığa nasip etsin inşallah. Sağlığınıza, mutluluğunuza, huzurunuza duacıyım.
Hürmetlerimle efendim.
“Herşey, herşey şu tek müjdede,
Yoktur ölüm, Allah diyene.
Canım kurban, başı secdede,
İki büklüm, Allah diyene.
Akıl, kırık kanadı hiç' in,
Derdi gücü "nasıl" ve " niçin"
Bağlı perçin üstüne perçin,
Benim gönlüm Allah diyene.”
Necip Fazıl Kısakürek.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın “Lavinya”,
Kıymetli yavrum, Gönül Sohbetleri’nin yedinci ve sekizinci ciltlerinin gün ışığına çıkışı nedeniyle gönderdiğin maili aldım. İlgine çok teşekkür ederim. İnşallah dualarınla gerçeği arayanların, güzeli arayanların eline geçer. Ve onların kafalarında biriken sorunlarına cevap olur. Tek düşüncemiz bu. Bugün nice insan kafalarını karıştıran, hayatlarını alt üst eden sorulara cevap bulamıyor. Hep beylik, birbirinin tekrarı cevaplar artık bugünün insanını tatmin etmiyor. Uçtularla, kaçtılarla bu çileli insanlar daha ne kadar uyutulacak? Bu palavralar bugünün insanını daha ne kadar oyalayacak, Allah bilir.
Biz, kitaplarımızı bu amaçla çıkarıyor, sitemizideki soruları bu amaçlarla cevaplıyoruz. Tek kelimeyle sevgili Lavinya, mertçe sorulan sorular, mertçe cevaplar bekliyor. Olay bundan ibaret.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.