.
Çok değerli büyüğüm,
Bugün insanlığın her zamankinden daha büyük bir sınav verdiğini düşünüyorum. Küresel ısınmanın yakın bir gelecekte tüm insanlığın yaşamını tehdit edeceği, insanları uyutmak için çalışan medya tarafından bile artık sürekli gündeme getirilmektedir.
İnsanlık kendilerine gelen kıyameti düşünemeyen ve bilemeyen eski toplumlar gibi teknolojinin, açgözlülüğün,bencilliğin kısır döngüsü içerisinde yuvarlanıp durmakta.Bir çok önemli bilim adamı dünyanın geri dönülemez bir felakete gittiğini artık açıkca söylüyor.
Küresel ısınma bu hızla devam ederse 50 yıl içerinde bütün buzullar eriyecek,deniz seviyesinin yükselmesiyle bir çok ülke sular altında kalkacak,ülkemiz de dahil olmak üzere bir çok ülke çölleşecek.(Türkiye 2040 yılında Karadeniz kıyısı dışında tamamen çölleşecek.Karadeniz'de iklim Akdeniz gibi olacak ve pamuk yetiştirilmeye başlanacak) İnsanların büyük bir kısmı açlık,susuzluk,salgın hastalıklar ve savaşlarla yok olacak.Bu bir bilim kurgu ve felaket senaryosu değil,tüm önemli bilim adamlarının kabul ettiği bir gerçek.Böyle bir tehlike varken insanların hala tüketim çılgınlığı içerisinde yaşamasını anlayamıyorum.
Siz insanlık için bir kurtuluş ümidi görüyor musunuz? Yoksa insanların egosu ve açgözlülüğü, akıl ve sevgiye üstün mü gelecek?
Selam,sevgi ve saygılarımla
Ömer Erkul
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Ömer Erkul,
Efendim, bir süredir işaret buyurduğunuz husus gazete sayfalarında sıkça görülür oldu. Koca koca bilim adamları tehlikeyi açıkça gösteriyorlar. Şu anda ülkemizde ve yeryüzünde yaşayan bazı kimseler gösterdikleri nefsani azgınlıklarla, sapıklıklarla böyle bir doğal afeti davet eder gibiler... Bu bir gerçek. Ama, bir de madalyonun öbür yanı var. Bütün bu çılgınlıklara, çirkinliklere, edepsizliklere rağmen içimizde yaşayan o kadar temiz, nezih, güzel, pırıl pırıl insanlar var ki onların tertemiz yaşantıları aşk ve ihlasla edecekleri dualar birçok şeyi değiştirebilir. Şair Gülten Akın bir şiirinde
“Karayı kaldırın, maviyi koyun, umudunuzu yitirmeyin”
der. Bu tamamen pozitif elektrikle negatif elektrik arasındaki bir denge sorunu. Yunus
“Aşk gelicek cümle eksikler biter” der.
Bundan yakın bir zaman evvel Ankara bir kuraklık tehlikesi geçirdi. Mevsimi olmasına rağmen ne yağmur, ne kar geliyordu. İlgililer ve yetkililer büyük bir üzüntü ve sıkıntı içine girmişlerdi. Bazı kimseler sordular “Sabri Bey, dediler, Ankara’da milyonlarca insan yaşıyor, bunların çeşitli şekillerde su ihtiyaçları var. Su rezervleri bitmek üzere. Ne dersiniz?” “Hiç üzülmeyin dedim, aramızda yaşayan öyle gül kokulu, melek huylu, hanımefendiler, beyefendiler varken göreceksiniz Allah onların duasını geri çevirmeyecek”. Dün bunu yaşadık. Güzel bir kar yağışı herkesin yüzünü güldürdü. Bu mesele de bana kalırsa öyle olacak. Yeter ki biz aşk ile, ihlas ile inançlarımızı tertemiz yaşayalım. Allah’dan af dileyelim, bağışlanma dileyelim.
Efendim, sorduğunuz için bunları yazdım. Ben böyle düşünüyorum. Karar sizin yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla....