.
Peygamber Efendimiz bir Hadisi Şeriflerinde “Her millet layık olduğu şekilde yönetilir” der. Peygamberimizin tüm sözleri gibi bu da çağlar boyu geçerliliğini koruyan ve kıyamete kadar koruyacak bir söz. İnsanlar kendilerini yönetenlerden şikayetçilerse şöyle düşünmeliler: Kainatta her şeyi kendi kudretinde toplayan Allah neden insanların böyle yöneticiler tarafından yönetilmesine rıza göstermektedir. O kullarının rahat, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamasını istemez mi? Birçok insan Asrı Saadet dönemini özler,keşke o dönemde yaşasaydık der, peki bizler o dönemdeki insanların yaşadığı İslamın kaçta birini yaşıyoruz. Hz Ömer zamanında adaletin kıl kadar ince uygulandığı anlatılır. Fakat o adaletin uygulanması için nasıl bir toplum olması gerektiği pek anlatılmaz. Hepimiz bir kolaycılık içinde düşünürüz; Bir büyük ve adaletli lider gelsin, bizi kurtarsın.Tarih hiçbir zaman böyle bir olay kaydetmemiştir. Hz Ömer gibi bir lider istiyorsak, o dönemdeki halk gibi olmalıyız. Şimdi o döneme bir süre için geri gidelim:
Hazreti Ömer , halife iken bile fakir olup, elinde para bulunmazdı pek. Nitekim bir bayram gelmişti.
Eshabın çoğu çocuklarına bayramlık yeni elbiseler almışken, o alamamıştı.
Bayram sabahı, arkadaşları neşeliyken, onun oğlu mahzundu.
Çocuk, bu üzüntüyle koştu babasına:
- Babacığım bana da yeni elbise al .Arkadaşlarıma hep alınmış.
- Alırım evladım, ama paramız yok.
Çocuk, bu menfi cevaptan daha bir mahzun oldu. Yeni elbisesi olmadığı gibi, üstündeki de yamalıydı.
Öbür çocuklar, etrafına toplanıp alaya aldılar zavallıyı.
Çocuk değil mi? Gücüne gitti tabii. Ağlayarak koştu yine babasına. Hz Ömer onu böyle görünce sordu:
- Oğlum niçin ağlıyorsun?
- Benimle alay ediyorlar babacığım.
Hz Ömer de çok üzülmüştü. Çaresiz beytülmal memurunu çağırdı huzuruna. Durumu anlatıp rica etti:
- Bana, maaşıma mahsuben biraz avans verir misin?
- Bu ayki maaşınızı almadınız mı efendim?
- Aldım. Ben, gelecek ayın maaşından istiyorum.
- Bana imzalı bir kağıt verirseniz olur efendim, veririm.
- Tamam, nasıl bir kağıt istiyorsun?
- Bir ay daha yaşayacağınıza dair bir senet efendim. Bana, bu hususta bir imza verirseniz derhal takdim ederim avansınızı.
- Böyle bir imza veremem.
- Özür dilerim efendim. Ben de avans veremem öyleyse.
Halife , memuruna hak vermiş, hatta takdir etmişti bu hareketini.
Üzgün üzgün döndü oğluna:
- Görüyorsun yavrum, memur amca para vermiyor. Verseydi, alırdım senin istediğini.
Bunun üzerine çocuk kesti ağlamayı.
Ama bu defa Halife ağlıyordu.
Sözlerimi Kuran-ı Kerim’den bir ayetin meali ile bitirmek istiyorum “Bir toplum, özündeki güzel meziyetleri değiştirmedikçe Allah Teala da onlara lütuf buyurduğu nimetlerini ve iyi hali değiştirmez”
Selam, sevgi ve saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Efendim, harikulade güzel mailinize ilave edecek bir söz bulamıyorum. Allah sizden razı olsun. Yeni maillerinizi bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.