Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Ne ekersen onu biçersin.
Gönderen : Ekrem Kaya
Tarih : 2/7/2017 1:55:50 AM


.


Çok kıymetli ve değerli Sabri bey, Sabri amcam öncelikle her pazar günü saat 10.00da meltem tv de başlayan o güzel yarım saatlik sohbetleriniz için size çok teşekkür ederim pazar günleri benim tatil olduğum gün olduğu halde sabah saat 09,45 de yatağımdan kalkıp hemen ilk işim meltem tv yi açıp sizin programınızı kaçırmamaya çalışıyorum ve de Allah sizden razı olsun size yazılan her soruları ise elinizden geldiği kadar cevaplandırmaya çalıştığınızı bilmekteyim. Benim bundan 4 ay önce kendi sorunum olan evlat sahibi olamadığımı belirtmiştim ve de sizde bana ne güzel öğütler vermiştiniz teşekkür ederim.


Sabri amca benim yine kafama takılan ve de çok üzüldüğüm bir olayı sizin ile paylaşmak istediğimi ve de programınızda tüm insanlara hele hele kendini bilmeyen gençlere öğütler vermenizi rica edeceğim.


İşyerime gelirken (İşyerim Rüzgarlı Cad, Ulus/ANKARA) istanbul yolu rüzgarlı cd karşısında gençlik parkının arkasanındaki ve de ulus devlet hastanesine giden yolda büyükşehir belediyesinin yaşlılar, hastalar ve özürlüler için yaptırmış olduğu asansörlü olan üst geçitten geçerken çok üzüldüğüm bir konu oldu o da bu güzel hizmeti sunan belediyenin yaptırmış olduğu asansörlü köprüleri insanların nankörce, bir eşkiya gibi kullanmalarıdır.Bu zamana kadar asansörü kaç sefer bozdular kullanılamaz hale getirdiler buna karşılık belediye ise hep yaptırdı kullanılır hale getirdi ama son kullanılamaz hale gelişi yaklaşık 2 ay oldu ama artık belediye bıktığı için de yaptırmıyor yani sizin anlayacağınız hani bir laf vardır böyle insanlara yapılan hizmet haramdır diye bence bu durum karşısında bu söz çok doğru bir söz gibi geliyor. Düşünsenize 24 saat içerisinde buraya ne kadar yaşlı, özürlü hele hele hastaneye gelen hastalar oluyor onlar bu asansörler bu şekilde olunca bu güzel hizmetten yararlanamıyorlar. Aklım almıyor, bunları yapanlara insan demeye dilim varmıyor. Sanki aklıma bunu yapanlar acaba PKK lı mı diye geliyor, bu üst geçitlere yapılan yatırımlar bizlerin cebinden çıkıyor ülkemize devletimize her yatırımın büyük maliyetleri var bir durum böyle olunca maliyetler yükseliyor tamir, bakım ve onarıma giden paralardan dolayı. Bizler böyle olunca nasıl avrupa birliğine gireceğiz. Tabi ki bu sadece üst geçitle asansörle kalmıyor aynı durum bunun gibi nice insanoğlunun emrine sunulan yatırımlar için geçerli.


İnşallah sizin bu güzel sohbetlerinizi bunu yapan insanlar dinler de doğru yolu bulmuş olurlar. Şimdiden size teşekkür eder ellerinizden öper sizi Allaha emanet ederim.



Ekrem KAYA


Serbest Muhasebeci


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Ekrem Kaya,


Efendim, yazdığınız konuda yerden göğe kadar haklısınız. Ama bu durumu bir sosyolog olarak inceleyecek olursak farklı neticelere varırız. O insanlara iyi adına, güzel adına, estetik adına, asil, temiz, büyük ve yüce olan adına ne verdik ki ne istiyoruz? Ekilen zehirli tohumlar bugün de devam ediyor. Gazetelerde insanlardaki edep ve haya duygularını yok eden resimler, televizyonlarda insanı insanlıktan çıkaran evlilik kavramını lime lime eden, sinemalarda, tiyatrolarda insanı hayvandan daha aşağı (belhüm adal) hale getiren görüntüler, okullarda dedesi orangutan olan Darwin isimli bir yaratığın saçmalarını bilimsel gerçek gibi okutanlar oldukça daha nice her yaştan, her cinsten canavarlar yetiştireceğiz. Çevresini yakıp yıkan Neronlar, tek işi insanlara kötülük yapmak olan firavunlar da öyle yetişmişlerdi. Niye hayret ediyoruz. Biz de okullarımızla, medyamızla her gün yeni yeni firavunlar yetiştiriyoruz. Onların eserlerini görünce neden yadırgıyoruz? Zakkum eken gül biçer mi?


Sevgili dost, durum olaylara sosyoloji gözüyle bakarsak böyle. Ama duygusal açıdan bakarsak sabahlara kadar ağlasak yine az. Necip Fazıl bir şiirinde



“Heykel destek üstünde


Benim ruhum desteksiz”



diyordu. İnsanı insan eden, insanı yücelten, insanı meleklerden üstün kılan bütün güzellikleri onun elinden çekip aldık. Onu dinden, tasavvuftan, ilimden, müziğin hasından, resmin büyüleyici güzelliğinden, şiirin arıtan, temizleyen ihtişamından, doğanın harikulade güzelliklerinden, edebin, hayanın, zarafetin estetiğinden uzaklaştırırsak olacak budur. Neden hayret ediyoruz? Muhterem komşumuz Necla Hanımefendi bir ilkokulun önünden geçerken bahçedeki öğretmenin öğrencilerine koro halinde okuttuğu “Bas bas paraları Leylaya, bir daha mı geleceğiz dünyaya” iğrençliğini okul müdürüne bildirdiği zaman o eğitimci olduğunu sanan adam sayın komşumuzu “çağdışılıkla” itham etmişti. İşte böylesi eğitim çarkından geçen o masum çocuklar bir canavar, bir nemrut, bir firavun olarak karşımıza çıkınca neden hayret ediyoruz? Ektiğimiz zakkumlardan gül biteceğini mi sanıyoruz?


Sayın kardeşim, içim öyle acı, öyle ıstırap dolu ki kusura bakmayın daha fazla yazamayacağım. Hüngür hüngür ağlamak istiyorum.


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]